Danıştay Yedinci Daire
Salt sözleşme esas alınarak olayı değerlendirmenin vergi kanunları ile gözetilen gerçeklik ilkesine aykırı olacağı, fesh edilen sözleşme ve defter kayıtlarına itibar etme zorunluluğu karşısında, olayda başlanmakla birlikte tamamlanmamış satış işlemi olduğunun ve araçların iktisadi tasarrufunun, sözleşmenin yapıldığı tarihle, iptal edildiği tarih arasındaki dönemde alıcılarda bulunmayıp yükümlü şirkette bulunduğunun kabulü ve söz konusu araçlar için ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması gerekir. İstemin Özeti: Yükümlü şirketin 1986/Şubat dönemi hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesi hükmünde indirim konusu yapılacak katma değer vergisinin faaliyetle ilgili elması, yükümlü adına yapılan teslim veya hizmetin bulunması ve bu nedenle ödenen veya borçlanılan verginin belgelerde gösterilmesinin şart koşulduğu, olayda, yükümlü şirketin teşvik mevzuatı hükümlerinden yararlanarak elde ettiği aktifine kayıtlı araçlardan sekiz adedinin satışı konusunda, 1985 yılında yedi, 1986 yılında bir adet olmak üzere toplam sekiz adet özel mukavele yaptığı, mukavelelerde tescil işlemlerinin Devlet Planlama Teşkilatı ve ilgili bakanlığın izninden sonraya bırakılacağı belirlenirken, alıcılara ödeme konusunda yükümlülükler getirildiği, olayda bu haliyle satış işleminin var olduğu görülmekte ise de, nakil vasıtalarından elde edilen gelir ve bu araçlar için yapılan harcamaların şirket defterlerine kaydedildiği, söz konusu araçların sözleşmede alıcı olan kişilerce bağımsız veya üçüncü şahısların işlerinde çalıştırıldıklarına ait bir saptamama da bulunmadığı, sözleşme metinlerinde yer alan alıcı yükümlülüklerinin ödeme yapılmamak suretiyle yerine getirilmediği ve bunun sonucu söz konusu mukavelelerin ve borç senetlerinin iptal edildiği, sözleşmenin feshi hakkında taraflarca yargı mercilerinde uyuşmazlık yaratılmadığı hususlannın birlikte değerlendirilmesinden, salt sözleşmeleri esas alarak olayı değerlendirme vergi kanunları ile gözetilen gerçeklik ilkesine aykırı olacağından ve Türk Vergi Hukukunun maddi bir hukuk dalı olması nedeniyle fesh edilen sözleşmelere, şirket defter kayıtlarına itibar etme zorunluluğu karşısında olayda, başlanmakla birlikte tamamlanmamış satış işlemi olduğunun ve araçların iktisadi tasarrufunun sözleşmelerin yapıldığı tarihle iptal edildiği tarihler arasındaki dönemde alıcılarda bulunmayıp yükümlü şirkette bulunduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, yükümlü şirketin faaliyetiyle ilgili hizmetlerde kullanıldığının aksi kanıtlanamadığından söz konusu araçlar nedeniyle ödenen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmasında anılan yasa hükmüne aykırılık görülmediği, aynı sebeplerden dolayı ortada haksız yere iade olunan katma değer vergisinden de söz etme olanağı bulunmadığı, dava konusu yapılan vergi ve cezanın bir kısminin yükümlünün anılan yıl defter ve belgelerinde kayıtlı olmasına rağmen beyannamelerinde 7.785.081 TL eksik beyanindan doğduğu, yine anılan yılda indirim konusu yapabileceği katma değer vergisi miktarı 12.202.203 TL olmasına karşın 338.619 TL eksiğiyle kaydedildiği, davacının saptanan matrah farkına yönelik iddiası bulunmadığından, defter, kayıt ve belgelere göre hesaplanan matrah farkında yasaya aykırılık bulunmamakla beraber, bu farktan dolayı, olayda 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesinde yazılı hadlerin aşılmaması nedeniyle kusur cezası kesilmesi gerekirken, kaçakçılık cezası kesilmesinde yerindelik görülmediği gerekçesiyle, eksik kaydedilen 7.785.081 TL hasılata isabet eden 778.508 TL ödenmesi gereken katma değer vergisinden, eksik indirilen 338.619 TL tenzil edilerek 1986 yılında istenmesi gereken katma değer vergisi tutan olan 439.462 TL'den her aya isabet eden 36.622 TL üzerinden kusur cezalı olarak değişiklikle onayan ........... Vergi Mahkemesinin 3.11.1988 Günlü, E:1988/482, K:1988/1180 Sayılı Kararının; cezalı tarhiyata konu araçların satışı ispatlandığından yapılan işlemde isabetsizlik bulunmadığı öne sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine, kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.