Danıştay Yedinci Daire
İhracatçı firmanın imalatçı firmaların vergi borçlarına mahsubunu istediği meblağın, imalatçı firmaların vergi borçlarına mahsup edilmeyip alacakları olarak adi emanetler hesabında bekletilmesi halinde, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesinden söz edilemez. Dolayısıyla mahsubu reddedilen miktar üzerinden kaçakçılık cezası kesilemez. İstemin Özeti: Yükümlü şirketin Nisan, Mayıs, Haziran 1985 dönemi defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda mahsup talebi kabul edilemeyecek miktar olarak belirtilen. 477.766.200 lira üzerinden kesilen kaçakçılık cezasını; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinde vergi ziyaının mükellef veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlandığı olayda, dosyada mevcut inceleme raporu ile ek raporun incelenmesinden, inceleme elemanınca kaçakçılık cezası uygulanacak iade tutarları açıkça belirtilip, 477.766.200 liralık mahsup için, vergi ziyaı söz konusu olmadığından herhangi bir vergi tarhı ve ceza kesilmemesi önerildiği halde, mahsubu reddedilen bu iade tutarı üzerinden Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü yazışma istinaden kesilen kaçakçılık cezasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran ........ Vergi Mahkemesinin 14.3.1988 Gün ve E: 1987/695; K: 1988/295 Sayılı kararının, yükümlü kurumun beyan ve talebi üzerine mahsubu yapılarak üretici firmalara iade edilen verginin üretici firmalarca kullanılmamış olmasının vergi ziyaını ortadan kaldırmayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Karar: Uyuşmazlık, ihracatta katma değer vergisi iadesi yoluyla vergi ziyaına sebep olduğundan bahisle; beyan ve talebi üzerine yapılması gereken mahsubun inceleme raporuna dayanılarak reddedilmesi ve reddedilen miktar üzerinden yükümlü adına kaçakçılık cezası kesilmesinden doğmuştur. 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun ihracat istisnası başlığım taşıyan 11. maddesinin 1a bendinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler vergi istisnası kapsamında sayılmış; Kanun'un 32. maddesinde ise, bu Kanun'un 11., 13., 14. ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hükme bağlanmıştır. Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliği'nin 77. maddesinin, olay tarihinde yürürlükte bulunan ikinci fıkrasında; ihracat istisnası uygulanması nedeniyle ihracatçılara yapılacak iadelerde; hak sahibince, doğacak vergi iadesini kendisinin veya ihraç edilen mal ve hizmeti üretenlerin vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde mahsup işlemi için inceleme raporu aranmayacağı belirtilmiş ve 409 (M) seri Nolu Muhasebat Genel Tebliği'nin olay tarihinde yürürlükteki hükmünde de, iade edilecek vergi miktarı Bakanlıkça tespit edilen tutarı geçtiği takdirde, hak sahibince, doğacak vergi iadesinin kendisinin veya ihraç edilen mal ve hizmeti üretenlerin katma değer vergisine mahsubu talep edildiği durumlarda hak sahibinin bu işlerini yazılı olarak bildirmesi halinde, miktara bakılmadan, beyanname ve eklerinin tasdikli sureti ve düzeltme fişi ile alacak tahakkuk ettirilerek mahsup işleminin yapılacağı hükme bağlanmıştır. Olayda, inceleme elemanınca düzenlenen 377 Sayılı ek raporda, davacı ihracatçı firmanın imalatçı firmaların vergi borçlarına mahsubunu istediği meblağın imalatçı firmaların vergi borçlarına mahsup edilmeyip alacakları olarak adi emanetler hesabında bekletildiği, dolayısıyla verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi söz konusu olmadığından ortada bir vergi ziyaı bulunmadığı belirtilmesine rağmen; davalı vergi dairesince mahsubun yapıldığı ileri sürülmüş ancak bunu kanıtlayıcı düzeltme fişlerinden söz edilmediği gibi, mahsubun yapıldığına dair herhangi bir belge de sunulamamıştır. Bu nedenle vergi dairesi iddiası somut delillerle kanıtlanamamıştır. ' Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.