Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1992/50
Karar No
1992/455
Esas No
1992/50
Karar Tarihi
11-12-1992

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o ŞİRKET PAYDAŞLARININ ŞAHSİ BORCU NEDENİYLE HACİZ (Haczin Kaldırılması)

o HACZİN KALDIRILMASI (Şirket Paydaşlarının Şahsi Gelir Vergisi Borçları Nedeniyle Gerçekleştirilen Haciz)

Özet : Kurum tarafından paydaşlarının şahsi borcu için 1982 yılında teminat gösterilmesi üzerine haczedilen araçlarının, kurumun Yönetim Kurulu Başkanı olan A. G. B.'ye 26.11.1982 tarihinde güvenilir kişi sıfatıyla teslim edildiği tartışmasızdır. Plakaları belirli olan bu araçlar üzerindeki hacizlerin durumu ve yukarıda değinilen kurallar karşısında dava konusu yapılan 28.6.1989 günlü haczin hukuki durumunun tartışılması ve davanın bu hükümlere göre sonuçlandırılması gerekirken; sadece borçlu ile Vergi Dairesi Müdürlüğü arasındaki ilişkiyi düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine dayanılarak verilen karar yasaya uygun görülmemiştir.

İstemin Özeti: Paydaşlarından olan iki kişinin şahsi gelir vergisi borçlarının cebren takibi sırasında Kurum, 10 adet çekicisini 26.11.1982 tarihinde teminat göstermiş, bu araçların trafik kayıtlarına da işlenmek üzere 28.11.1982 tarihinde haciz uygulanmış ve çekiciler güvenilir kişi olarak borçlulardan biri olan Kurumun yönetim kurulu başkanına teslim edilmiştir.

1985 yılında teminat gösteren Kurumun iflasına karar verilmiş, konkordato ilanı suretiyle Mart 1989'da bu karar kaldırılmış ve Kurum, tüm vergi dairelerine olan borçlarını kesintisiz olarak ödemiştir.

İflası yürüten ... İflas Dairesi Müdürlüğü, 10.5.1989 tarihli yazısıyla Trafik Şube Müdürlüğünden, Kurumun araçları üzerindeki tüm hacizler, rehin, tedbir, ihtiyati hacizlerin, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre geçersiz kaldıklarından kaldırılmasını istemiştir.

Teminat gösterip, kayden haczolunan çekicilerle ilgili olarak Haziran 1989'a kadar herhangi bir işlem yapmayan Vergi Dairesi Müdürlüğü, 23.6.1989 tarihli yazısıyla ... 23 Temmuz Vergi Dairesi Müdürlüğünden, bu dairenin yetki alanındaki ... Nahiyesinde bir kereste şirketinin bahçesinde bulunan ... AŞ.'ne ait ve ilişik haciz tutanağında plakaları yazılı çekicilerin haczini istemiştir.

Alacaklı daireye niyabet eden Vergi Dairesi, söz konusu çekicilerin anılan adresteki bahçede olmadıklarını, bu yerde motorları sökülmüş, çalışmaz durumda aynı şirkete ait ve geçici olarak bırakıldıkları işyeri sahibince ifade edilen dokuz adet çekici ile on adet dorse bulunduğunu, 25.7.1989 günlü yazısıyla saptayarak alacaklı daireye bildirmiştir. Alacaklı dairenin isteği üzerine ise bu araçlar, 28.6.1989 günlü haciz tutanağı ile haczedilmiştir.

... AŞ. yetkililerinin sözlü beyanları ile 28.6.1989 gününde haczedilen çekici ve dorselerin, evvelce hiçkimsenin borcuna güvence gösterilmedikleri, işlemin hatalı yapıldığını ifade ettikleri de alacaklı Daireye 29.6.1989 günlü yazı ile bildirilmişfir.

Hacze karşı açılan davayı inceleyen Vergi Mahkemesi; davacı şirketin teminata bağlanmış ve ödenmeyen amme alacağının cebren tahsiline devam edileceği hususunda yazılı olarak uyarılmadığından bahisle haczin iptaline karar vermiştir.

Bu kararın Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine istemi inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi K:1991/1021 sayılı kararıyla; davanın, evvelce teminat olarak gösterilen araçlara fiilen vaziyet edilmek üzere düzenlenen 28.6.1989 günlü haciz tutanağıyla yapılan haczin kaldırılması istemiyle açıldığı, Vergi Mahkemesince maddi olayın doğru değerlendirilmediği, teminat gösterilen borcun, şirkete değil, ... ve ...'in şahsi Gelir Vergisi borçları olduğu bu kişilerin borcu için teminat gösterilen ve haczedilen araçlar nedeniyle şirkete tebligat yapılmadığından bahisle, asıl borçlu ile vergi idaresi arasındaki ilişkiyi düzenleyen kurullara dayanılarak iptal kararı verilmesinin yasaya uygun olmadığı; gerekçesiyle, gerek maddi olay ve A.A.T.U.H. Kanun uygulamasında teminat veren üçüncü şahsın hukuki durumu dikkate alınarak yeni bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi Kararını bozmuştur.

Bozma kararı üzerine davayı yeniden inceleyen Vergi Mahkemesi K:1991/400 sayılı kararında, borcun kaynağı ile ilgili hatayı düzelttikten sonra; olayda teminatın paraya çevrilmesi veya cebren tahsili devam olunacağı hususu davacı şirkete bildirilmeden doğrudan haciz uygulandığı, 6183 sayılı Yasanın 54 üncü maddesi ve sonraki hükümlerine göre teminat gösterilen çekici ve dorseler üzerine uygulanan haciz işleminde yasaya uygunluk görülmediği, gerekçesiyle ilk kararında ısrar edilmesine karar vermiştir.

Karar, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi: S. K.

Danıştay Savcısı K. U.'nun Düşüncesi: Olayda, ... ve ...'in vergi borçlarından dolayı teminat gösterilen ... AŞ.'nin çekici ve dorseleri üzerine haciz tutanağı düzenlenmek suretiyle uygulanan haciz işlemini, ... AŞ.'nin açtığı dava sonucunda iptal eden vergi mahkemesi kararının Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması sonucu ilk kararın da ısrar eden vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, haciz uygulanmasına neden olan borcun, davayı açan şirketin de ortaklarından olan ... ve ...'in şahsi borçları olduğu ve icra takibinin bu şahıslar yönünden yürütüldüğü açık olmasına rağmen, vergi mahkemesinin ilk kararında, anılan borcun davacı şirketin borcu imiş gibi ortaya konulması suretiyle maddi olayın yanlış ele alındığı, Danıştay bozma kararında bu hususun bozma nedenlerinden biri olarak belirtilmesi üzerine vergi mahkemesinin Danıştay kararına uygun olarak gerekçesinde maddi olayı düzeltmek suretiyle karar verdiği anlaşıldığı halde, kararın sonuçunda "ısrar" kelimesinin kullanılması hatalı olmuştur.

Öte yandan, 6183 sayılı Yasanın teminatlı alacaklarda takip başlıklı 56 ncı maddesinde, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde ödenmesinin, aksi halde teminatın paraya çevrileceğinin veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminatın bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği hükme bağlanmış olup; maddede sözü edilen bildirimin "borçluya" yapılacağı açıkça belirtilmektedir. Ancak, vergi mahkemesinin temyize konu olan kararında olay bu açıdan ele alınmaksızın, borçla ilgisi bulunmayan davacı şirkete, anılan 56 ncı madde uyarınca yazı ile bildirim yapılmadığından bahisle karar verilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.

Belirtilen nedenlerle vergi mahkemesi kararının, yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, kıdemli Tetkik Hakimi S. K.'nın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü: Paydaşlarından iki gerçek kişinin şahsi Gelir Vergisi borçlarından dolayı yapılan cebren takip sırasında ve 26.11.1982 tarihinde on adet çekicisini plakalarını da belirtmek suretiyle teminat gösteren Kuruma ait söz konusu araçların trafik kayıtlarına haciz konulup, araçların yediemin sıfatıyla borçlulardan biri olan Kurumun yönetim kurulu başkanına teslim edilmesinden sonra ve 28.6.1989 günlü haciz tutanağı ile aynı borç için çekici ve dorselerinin haczi yolundaki işlem dava konusu yapılmış, haczin kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesi Israr Kararı temyiz edilmiştir.

Temyiz başvurusuna konu yapılan kararda; davacı kuruma bildirim yapılmadan uygulanan haczin yasaya uygun görülmediği belirtilmiştir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun, haczedilen menkul mallar koruma ve bu malları koruyacak olanların sorumluluklarına ilişkin 82 ve 83 üncü maddelerinde güvenilir kişilerin, kendilerine bırakılan malları alacaklı amme idaresinin talebi üzerine derhal ve kendilerine teslim edildiği zamandaki durumları ile geri verme zorunluluğunu yerine getirmemeleri halinde kendilerine yüklenemeyecek bir nedenle söz konusu malların telef veya zayi olduğunu kanıtlamadıkça bu malların değeri tutarınca borçlu sayılarak takip edilmeleri kabul edilmiştir.

Kurum tarafından paydaşlarının şahsi borcu için 1982 yılında teminat gösterilmesi üzerine haczedilen araçlarının, kurumun Yönetim Kurulu Başkanı olan A. G. B.'ye 26.11.1982 tarihinde güvenilir kişi sıfatıyla teslim edildiği tartışmasızdır. Plakaları belirli olan bu araçlar üzerindeki hacizlerin durumu ve yukarıda değinilen kurallar karşısında dava konusu yapılan 28.6.1989 günlü haczin hukuki durumunun tartışılması ve davanın bu hükümlere göre sonuçlandırılması gerekirken; sadece borçlu ile Vergi Dairesi Müdürlüğü arasındaki ilişkiyi düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine dayanılarak verilen karar yasaya uygun görülmemiştir.

Bu nedenlerle, Hatay 1. Vergi Mahkemesinin 10.10.1991 günlü ve E:1991/477, K:1991/400 sayılı kararının, yukarıda değinilen kurallar gözönüne alınarak dava hakkında yeniden karar verilmek üzere bozulmasına 11.12.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı