T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o MAHSUP İSTEMİNİN REDDİ (Düzeltme Fişi Düzenleme Ya da Yazı İle Bildirme Zorunluluğu)
o ÖDEME EMRİ (Mahsup İstemi Yasal Olarak Reddedilmeden Gönderilen)
o DÜZELTME FİŞİ DÜZENLENMESİ ZORUNLULUĞU (Mahsup İşleminin Geri Alınması)
o MAHSUP İŞLEMİNİN GERİ ALINMASI ŞARTLARI
1918
Özet : Borcun mahsuben ödendiğini belgeleyen kurum, hakkında yapılan soruşturmadan ve bunun sonucu olarak Vergi Dairesi Müdürlüğünün evvelce yaptığı mahsup işlemini geri aldığından ya da istemin yerine getirilmeyeceğinden bilgi sahibi edilmemiştir. Böyle durumlarda Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzeltme fişi düzenlenerek ya da ayrı bir yazı ile evvelce yapılmış mahsup işleminin geri alındığının yükümlülere bildirilmesi, bu suretle ödeme imkanı sağlanması gerekirken Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77 nci maddesi uyarınca yayımlanan 413 (M), 427 (M) sayılı Muhasebat Genel Tebliğleri ve 28 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğindeki düzenlemelere karşın doğrudan ödeme emri tebliği yasaya uygun olmadığı hakkında.
İstemin Özeti: Kasım 1988 ayına ilişkin muhtasar beyannamesini süresinde veren ve tahakkuk eden verginin ihracattan dolayı doğan Katma Değer Vergisi iade alacağının mahsubu suretiyle ödenmiş sayılmasını isteyen Kurum adına bu konudaki incelemenin sonuçlanmadığı Gelir (stopaj) Vergisinin ise vadesinde ödenmediği neden gösterilerek düzenlenen ödeme emri, vergi mahkemesince iptal edilmiştir.
Karar Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, bu istemi inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi K:1990/3394 sayılı kararıyla; Vergi Dairesi Müdürlüğünce, Gümrük Kontrolörleri tarafından gönderilen 21.12.1988 günlü yazı ile Kuruma KDV. nedeniyle iade ve mahsup işleminin, 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun hükümlerine göre yürütülen soruşturma sonuçlanıncaya kadar yapılmamasının bildirildiği, Dairelerince bu yazı ihbar kabul edilerek incelemeye başlandığı, 1918 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde; Türkiye'ye ithali veya Türkiye'den ihracı yasak olan herhangi bir madde veya eşyayı ithal veya ihraç veya bunlara teşebbüs fiillerinin kaçakçılık sayıldığının belirtildiği, bu durumda KDV. alacağını doğuran ihraç fiilinin henüz kesinlik kazanmaması nedeniyle mahsubundan söz etmeye olanak bulunmadığı, ödeme emrinin onanması gerekirken kaldırılmasının yerinde görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma Kararına uymayan İstanbul 4. Vergi Mahkemesi ise K:1991/264 sayılı kararında; Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77 nci maddesine dayanılarak, Muhasebat Genel Müdürlüğünce yayımlanan 413 (M) ve 427 (M) sayılı Tebliğlerde; ihracata ilişkin KDV. iadelerinin vergi inceleme raporu aranmaksızın vergi borçlarına mahsubuna ait 1 milyon liralık sınırın, teminatsız olmak üzere 20 milyon liraya yükseltildiği, davada, süresinde beyanname vererek mahsup isteyen davacıya, mahsup isteminin reddi yönünde bir işlem veya bildirim yapılmadan ödeme emri düzenlendiği, mahsubun, yasada özel ödeme biçimi olarak düzenlendiği, mahsup talep eden ve süresinde başvuranlara bu talebin reddi yolunda bir bildirim yapılmadıkça mahsubun yapıldığının kabulü gerektiği, idarenin hiçbir eylem veya işleminin yargı denetimi dışında tutulamayacağı gibi ulaşan bir talebin reddi yetkisinin de keyfi kullanılamayacağı, aksi halde idarelerin zamanaşımı süresi içinde inceleme yapıldığı gerekçesiyle herhangi bir zaman ödeme emri düzenleyerek borçlunun ödediğini zannettiği bu borçtan dolayı gecikme zammı yüklenmesine yol açılacağı, ilgilileri bu yükten kurtarmanın yolunun, talebin reddedildiğinin bildirilmesi olduğu, esasen idarenin haksız iade veya mahsubedilen vergiyi cezalı olarak geri almasının her zaman mümkün bulunduğu, tüm bu nedenlerle kesinleşmiş ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş bir amme alacağının varlığından söz edilemiyeceğinden, mahsup sistemi ile ilgili Yönetmelik ve Tebliğlere uygun bulunmayan ödeme emrinin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
lsrar kararı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi: S.K.
Danıştay Savcısı K.U.'nun Düşüncesi: Uyuşmazlık ödeme emrine ilişkin olup, vergi mahkemesi ısrar kararının bozulması istenilmektedir.
Olayda, muhtasar beyanname ile beyan edilen miktardan personele ait vergi iadesi düşüldükten sonra geri kalan vergi borcunun Katma Değer Vergisi alacağından mahsubunun istenilmesine rağmen; mahsup talebi üzerine yapılmakta olan incelemenin henüz sonuçlanmadığından bahisle yükümlü şirket adına ödeme emri düzenlendiği ve Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77 nci maddesine dayanılarak Muhasebat Genel Müdürlüğünce yayınlanan 413 (M) ve 427 (M) nolu tebliğlerde, ihracata ilişkin KDV. iadelerinin vergi inceleme raporu ve teminat aranmaksızın vergi borçlarına mahsubunun yapılacağının belirtildiği gerekçesiyle ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması üzerine, vergi mahkemesinin ilk kararında ısrar ettiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın, konu ile ilgili düzenlemelerin ve 28 sayılı KDV. Genel Tebliği ile yine 33 sayılı KDV. Genel Tebliğinin incelenmesi sonucunda, ihracata ilişkin Katma Değer Vergisi iadelerinin, vergi inceleme raporu ve belli sınırları aşmamak koşuluyla teminat aranmaksızın vergi borçlarına mahsubunun yapılacağı, ancak sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı en az iki inceleme raporu ile tesbit edilen mükelleflerin iade ve mahsup taleplerinin, haklarında düzenlenecek inceleme raporu sonucuna göre işleme konulacağı anlaşılmakta olup, olayda ise, yükümlü şirket hakkında düzenlenmiş ilk inceleme raporunun bulunmadığı, sadece Gümrük Kontrolörleri V.G., A.A. ve M.M. tarafından gönderilen ve ihbar niteliğinde kabul edilen bir yazı üzerine incelemeye başlanıldığı, ancak bu güne kadar bu incelemenin de sonuçlandırılmamış bulunduğu açık olduğundan, çok büyük olmayan meblağlarda kırtasiyeciliği önlemek amacıyla getirilen yukarıda yazılı düzenlemeye aykırı olarak ve mahsup isteminin kabul edilmediğine ilişkin herhangi bir bildirimde de bulunulmaksızın yükümlü şirket adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi ısrar kararında yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, Kıdemli Tetkik Hakimi S.K.'nın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü: Kurum adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi Israr Kararı temyiz edilmiştir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, ödeme emri ile istenen Gelir (Stopaj) Vergisine ilişkin muhtasar beyannamenin süresinde ve mahsup istemli dilekçe ekinde sunulduğu, beyannamenin kabulü sırasında mahsup alındısı düzenlendiği ve bu alındıda alacağın, mahsuben tahsil edildiğinin yazıldığı anlaşılmaktadır.
Beyannamenin kabulü ve mahsup alındısının düzenlenmesinden kısa bir süre sonra Gümrük Kontrolörlüğünün 21.12.1988 günlü yazısında; Kurum hakkında 1918 sayılı Yasaya göre başlatılan soruşturma nedeniyle bu soruşturma sonuçlanıncaya kadar ihracat istisnasından dolayı Kurum Katma Değer Vergisi iadesi yapılmaması, mahsup isteminin yerine getirilmemesinin bildirildiğini belirten Vergi Dairesi Müdürlüğü, bildirimi ihbar kabul ederek, Kurumun işlemleri üzerinde inceleme yapılmasını istemiş ve Katma Değer Vergisi alacağına mahsubu istenen Gelir (stopaj) Vergisi borcunun, vadesi geçtiği halde ödenmediği görüşüyle ödeme emri düzenlemiştir.
Borcun mahsuben ödendiğini belgeleyen Kurum, hakkında yapılan soruşturmadan ve bunun sonucu olarak Vergi Dairesi Müdürlüğünün evvelce yaptığı mahsup işlemini geri aldığından ya da istemin yerine getirilmeyeceğinden bilgi sahibi edilmemiştir. Böyle durumlarda Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzeltme fişi düzenlenerek ya da ayrı bir yazı ile evvelce yapılmış mahsup işleminin geri alındığının yükümlülere bildirilmesi, bu suretle ödeme imkanı sağlanması gerekirken Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77 nci maddesi uyarınca yayımlanan 413 (M), 427 (M) sayılı Muhasebat Genel Tebliğleri ve 28 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğindeki düzenlemelere karşın doğrudan ödeme emri tebliği yasaya uygun olmamıştır.
Bu nedenlerle ödeme emrinin iptali yolundaki İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin K:1991/264 sayılı Israr Kararında yasaya aykırılık görülmediğinden temyiz isteminin reddine, 11.12.1992 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararı dayandığı gerekçelerle yerinde görüldüğünden ısrar kararının söz konusu bozma kararı doğrultusunda bozulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.