Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1992/40
Karar No
1992/448
Esas No
1992/40
Karar Tarihi
27-11-1992

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o VERGİ HATALARINI DÜZELTME (Yargı Yerlerince Bir Karar Verilmemiş Olması)

o YARGI YERLERİNCE BİR KARAR VERİLMEMİŞ OLMASI (Düzeltme Yapılabilmesi - Vergi Hataları Hakkında Dava)

1319

Özet : Düzeltme yapılabilmesi için vergi hataları hakkında yargı yerlerince bir karar verilmiş olmaması gerektiği hakkında.

İstemin Özeti: Kurumun maliki bulunduğu taşınmazlar için ödenen 1983 yılı Emlak Vergisi ikinci taksidi dava konusu yapılmış, Antalya Vergi Mahkemesinin, kuruma ait taşınmazların Emlak Vergisine tabi olduğu gerekçesiyle davanın reddi yolundaki K:1984/337 sayılı kararı Danıştay Dokuzuncu Dairesinin K:1986/3366 sayılı kararıyla onanmıştır.

1984 yılı Emlak Vergisi de aynı şekilde dava konusu yapılmış, Vergi Mahkemesinin davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki K:1985/69 sayılı kararı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin K:1987/109 sayılı kararıyla; Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Emlak Vergisinden muafiyetin açıkça belirtilmemiş olduğu gerekçesiyle sonucu itibariyle onanmıştır.

Daha sonra Kurum tarafından 1983 ikinci taksit, 1984 ve 1985 yılları için ödenen Emlak Vergisinin iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet yoluna başvurulmuş, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca cevap verilmemesi üzerine, bu işlemin iptali ve ödenen vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

Danıştay Dokuzuncu Dairesi 4.6.1991 gün ve E:1989/3641, K:1991/2103 sayılı kararıyla; Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 24 üncü maddesindeki muafiyet hükmünün Emlak Vergisi ile Temizleme ve Aydınlatma Harcını da kapsayacağının açık olduğu, 1981/1 sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararının da bu yolda olduğu gerekçesiyle, dava konusu işlemi iptal etmiş, faiz istemini ise reddetmiştir.

Karar, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca temyiz edilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Tetkik Hakimi: A.Ö.

Danıştay Savcısı G.M.'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Tetkik Hakimi A.Ö.'nün yazılı ve sözlü açıklamaları alınıp, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Sosyal Sigortalar Kurumunun maliki bulunduğu taşınmazlar için ödediği Emlak Vergisinin iade edilemeyeceği yolunda kurulan işlemi iptal eden, Kurumun faiz istemini ise reddeden Danıştay Dokuzuncu Daire kararının temyiz yoluyla incelenerek bozulması istenmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, 2686 sayılı Kanunla değişik 125 inci maddesinde; Vergi Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay'dan geçmiş olan muamelelerde vergi hataları bulunduğu takdirde bu hataların, yargı kararları kesinleşmiş olsa bile, düzeltilebileceği, ancak düzeltmenin yapılabilmesi için hatalar hakkında anılan yargı mercileri tarafından bir karar verilmemiş olmasının şart olduğu, hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; Kurumun maliki olduğu taşınmazlar için ödenen 1983 yılı Emlak Vergisi ikinci taksidinin dava konusu yapıldığı, Antalya Vergi Mahkemesinin uyuşmazlığın esası hakkında verdiği davanın reddi yolundaki K:1984/337 sayılı kararının Danıştay Dokuzuncu Dairesinin K:1986/3366 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği 1984 yılı Emlak Vergisinin de aynı şekilde dava konusu yapıldığı, bu davada Antalya Vergi Mahkemesinin davanın süre kısmı nedeniyle reddi yolundaki K:1985/69 sayılı kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin K:1987/109 sayılı kararıyla, esasa girilmek suretiyle, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Emlak Vergisinden muafiyetin açıkça belirtilmemiş olduğu gerekçesiyle, sonucu itibariyle onandığı, daha sonra kurumun 1983 yılı ikinci taksit, 1984 ve 1985 yılları Emlak Vergilerinin iadesi istemiyle düzeltme ve şikayet yoluna başvurduğu, bu isteminin zımnen reddi üzerine kurulmuş varsayılan işlemin iptali ve ödenen vergilerin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açtığı, Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 24 üncü maddesindeki muafiyet hükmünün Emlak Vergisi ile Temizleme ve Aydınlatma Harcını da kapsayacağının açık olduğu ve 1988/1 sayılı Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararının da bu yolda olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptal edildiği, faiz isteminin ise reddedildiği anlaşılmaktadır.

Vergi Usul Kanunu'nun değinilen 125 inci maddesinde düzeltme yapılabilmesi için vergi hataları hakkında yargı yerlerince bir karar verilmemiş olmasının arandığı, 1983 ve 1984 yıllarına ilişkin Emlak Vergilerine karşı açılan davalarla ilgili olarak yargı yerlerince verilen kararların incelenmesinden ise vergi hatası yapılıp yapılmadığı noktasının da araştırıldığı ve hatanın bulunmadığı sonucuna varıldığı anlaşıldığından, Yasadan dolayı bu vergilerin düzeltme ve şikayet yoluyla iadesine olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle kararın; dava konusu işlemin 1983 ve 1984 yıllarına ilişkin kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasında yasaya uygunluk görülmemiştir.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 22 nci maddesinde, bina ve arazi vergileriyle ilgili muaflık ve istisna hükümlerinin bu kanuna eklenmek veya bu kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenmesi öngörülmüş, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 24 üncü maddesi ise 26.7.1983 günlü ve 2868 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle değiştirilmiş ve maddenin (a) fıkrasında, Kuruma ait taşınır ve taşınmaz mallar ile bunlardan elde edilen hak ve gelirlerin, her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu kabul edilmiştir. Bu kuraldan dolayı Kuruma ait taşınmazların Emlak Vergisi ve bağlı harçlardan da muaf olup olmadığı konusunda duraksamaya düşülmüş, yükümlü Kurum Emlak Vergisi beyannamelerini vermiş, tarha yetkili idareler de vergiyi tarh ederek, tahakkuk ettirip, tahsil etmiştir.

Vergi Usul Kanunu'nun 378 inci maddesinin ikinci fıkrasında; vergi hatalarına ait hükümler saklı tutularak mükelleflerin, beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları kabul edilmiştir.

Aynı Kanunun "Vergi Hatalarını DüzeItme" başlığını taşıyan bölümünde yer alan 118 inci maddenin 2 nci ve 3 üncü fıkralarında ise açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden ve açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet evrak va işlemler üzerinden vergi istenmesi ya da alınması, vergilendirme hatası kabul edilmiştir.

4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 24 üncü maddesinin, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 22 nci maddesi karşısındaki durumu, gerek tarafların duraksamasına gerekse Danıştay Dokuzuncu Dairesinin çelişik kararlar vermesine yol açmış ve kararlar arasındaki çelişki, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun K:1988/1 sayılı kararı ile giderilmiştir. Açıklanan yargısal süreç, 4792 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde yazılı kuralın, Kuruma ait taşınmazların Emlak Vergisinden bağışık tutulması yolunda yeterli açıklıkta olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla Vergi Usul Kanunu'nun 118 inci maddesinde yazılı vergilendirme hatasından söz edilemeyeceğinden, taraflar arasında düzeltme ve şikayet başvurusuna konu yapılamayacak bir uyuşmazlık bulunduğu sonucuna varılmktadır.

Bu nedenle Kararın, işlemin 1985 yılına ilişkin kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrası da yasaya uygun bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 4.6.1991 günlü ve E:1989/3641, K:1991/2103 sayılı kararının bozulmasına, yargılama giderleri yeniden verilecek kararda hüküm altına alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 27.11.1992 gününde 1983 ve 1984 yıllarına ilişkin olarak oybirliği, 1985 yılına ilişkin olarak ise oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 1610 sayılı Kanunla değişik 22 nci maddesinde, "Bina ve arazi vergileriyle ilgili muaflık ve istisna hükümleri bu kanuna eklenmek veya bu kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir." denilmiş olmasına rağmen, bu kanundan sonra yürürlüğe giren Sosyal Sigoralar Kurumu Kanunu'nun 2868 sayılı Kanunla değişik 24 üncü maddesinde Kuruma ait taşınır, taşınmaz malların her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Bu hükümler karşısında, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait taşınmaz malların emlak vergisinden muaf tutulup tutulmayacağı konusunda Danıştay'da aykırı kararlar verildiği görülerek, konu İçtihatları Birleştirme Kuruluna intikal ettirilmiştir. İçtihatları Birleştirme Kurulu, 24 üncü maddenin Danışma Meclisinden çıkan metninde yer alan "Vergi, resim ve harçlarla ilgili kanunlarda Kurumun adı ve kuruluş kanununun tarih ve sayısı yazılı olmasa dahi" ifadesinin, Milli Güvenlik Konseyi komisyonlarında "metinden çıkarılmasının tasarı ile öngörülen muafiyet kapsamını etkilemediğinden sözedilerek metnin yeniden düzenlenmiş olması karşısında," 11.2.1988 günlü ve E:1987/3, K:1988/1 sayılı kararıyla, içtihatların "Kuruma ait taşınır, taşınmaz mallar ile bunlardan elde edilen hak ve gelirlerinin kurumun adı ve kuruluş Kanunu'nun tarih ve sayısı vergi kanunlarında, dolayısıyla Emlak Vergisi Kanununda yazılı olmasa dahi Emlak Vergisi dahil her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulması gerektiği" yolunda birleştirmiştir. Bu içtihadı birleştirme kararı karşısında, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait taşınmaz malların emlak vergisinden muaf olduğu konusunda duraksama ve tartışmaya yer ve gerek kalmamıştır. 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 40 ıncı maddesinin 4 numaralı fıkrasında, Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemelerin ve idarenin içtihatların birleştirilmesi kararlarına uymak zorunda olduğu belirtildiğinden, böyle bir tartışmaya esasen olanak da bulunmamaktadır.

Davacı Kurum, maliki bulunduğu taşınmazları nedeniyle ödemek zorunda kaldığı emlak vergisinin, Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 24 üncü maddesinde yer alan muafiyet hükmüne rağmen tahsilinin, vergilendirme hatası teşkil ettiğini iddia ederek, taraflarına red ve iadesi talebiyle düzeltme ve şikayet yoluna başvurmuş, isteminin reddi üzerine söz konusu işlemin iptali dileğiyle bu davayı açmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 118 inci maddesinin 2 numaralı bendinde, "Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınması", vergilendirme hatası olarak nitelendirilmiştir. Davacı Kurumun muafiyet iddiasıyla vaki talebinin; bu hüküm uyarınca incelenmesine bir engel yoktur. Diğer taraftan, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait taşınmaz malların her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu kanunda öngörüldüğüne ve konu ile ilgili İçtihatları Birleştirme Kararında emlak vergisinin de muafiyet kapsamında bulunduğu, açıkça belirtildiğine göre, davacının 1985 yılına ilişkin başvurusunun kabulü ile bu yıla ilişkin vergilendirme hatasının düzeltilerek tahsil edilen vergilerin iadesi gerekirdi. Bu açık duruma rağmen düzeltme ve şikayet başvurusunun 1985 yılına ilişkin kısmının reddinde isabet bulunmadığından, Danıştay Dokuzuncu Daire kararının bu yıla ilişkin kısmında kanuna ve usule aykırılık yoktur.

Bu nedenle, Maliye ve Gümrük Bakanlığının temyiz isteminin 1985 yılına ilişkin kısmının reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı