Danıştay Dokuzuncu Daire
Mükelleflerin zirai ürün alımları olmadan mahiyeti itibariyle yanıltıcı fatura kullandıkları yolunda serbest iradeleriyle verdikleri ifadeler kanıt değerindedir. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin ortaya çıkarılması için ayrıca karşıt inceleme yapılmasına gerek yoktur. Uyuşmazlık, yükümlünün 1986 yılı işlemlerim denetim elemanınca incelenmesi sonucu saptanan matrah üzerinden yapılan kaçakçılık cezalı Katma Değer Vergisinin terkini istemiyle açılan davayı kabul eden mahkeme kararının bozulması isteminden ibarettir. Dosyada mevcut ve hiçbir kayıt koyulmaksızın davacı tarafından imzalanan 1.12.1986 tarihli tutanaktan davacının 1986 yılında, S.H.T., M.C., H.S. ve D.O.A. adlı 4 kişiden 12 fatura ile alış gösterilen toplam 82.050.319 TL tutarında zirai mahsulleri tüccarlardan almadığı, müstahsillerden yapılan alışları kapatmak için bu şekilde fatura temin ettiği, anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde her ne kadar tutanakların asıllarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi sonucu imzanın önceden attırılıp, tutanakları sonradan düzenlenmiş olduğunun görüleceğini, tutanakların uydurma olduğunu ileri sürmekte ise de, milyonlarca liralık mal satışı yapan, geniş bir iş hacmine sahip basiretli bir tüccarın boş tutanağı imzalaması düşünülemiyeceği gibi, tutanağın cebir veya zorlama sonucu imzalandığı yolunda bir iddia ve kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, hata, hile, ikrah gibi davacının iradesin! ortadan kaldıran bir sebeple imzalandığı ispatlanamayan tutanakların doğruluğunun kabul edilmesi gerekir. Öte yandan bir kimsenin, gerçek olan bir olay hakkında, kendi aleyhine sonuç doğursa dahi olayın gerçekliği konusunda beyanda bulunması mümkündür. Davacı, imzaladığı tutanakta, gerçekte müstahsillerden satın aldığı zirai mahsulleri tüccardan alınmış gibi göstermek için, fatura temini yoluna gittiğin! kabul ettiğine göre, fatura düzenlediği belirtilen kişiler nezdinde karşıt inceleme yapılmasına gerek yoktur. Ancak yükümlünün kabul etmediği durumlarda olayın gerçekliğinin araştırılması yönünden karşıt incelemeye gidilebilir. Bu durumda davacı tarafından müstahsillerden satın alınan zirai mahsullerden dolayı katma değer vergisini ödemediği ve ödenmiş gibi gösterilerek başka kişilerden fatura temin edildiği ve dolayısıyla vergi dairesine ödenecek vergilerden indirim yapılması yoluna gidilerek vergi ziyaına sebebiyet verildiği anlaşıldığından, yükümlü adına yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik görülmediğinden tarhiyatın terkinine ilişkin mahkeme kararı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.