Danıştay Üçüncü Daire
İfraz ve tevhid işlemi olmaksızın, arazinin toplu konut alanı ayrılmasına ilişkin uygulama, parselleme olarak kabul edilmez ve bu arazinin satışından elde edilen gelir de, ticari kazanç olarak nitelendirilemez. Uyuşmazlık, davacının 10.7.1986 tarihinde satın aldığı taşınmazın Belediye Meclisinin 14.8.1986 tarih ve 6 sayılı kararı ile toplu konut alanı olarak ayrılmasından sonra 17.2.1989 tarihinde konut yapı kooperatifine satışından doğan kazancın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinin 2. fıkrasının 6. bendi uyarınca ticari kazanç olarak nitelendirilerek gerçek usulde mükellefiyet kaydı tesisi işlemine karşı açılan davayı; arazinin parselasyonunun vergileme dayının icap ve özelliklerine göre yorumlanmasında, bir taşınmazın toplu konut alanı kapsamına alınmasının da bu anlama geldiği gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 202 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle değişik 37. maddesinin 2 .fıkrasının 6. bendinde; satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından; elde edilen kazançlar ticari kazanç olarak belirlenmiştir. Anılan kanun hükmünde parsellemenin tamamı yapılmadığından, sözü edilen parselleme işleminden, 3194 sayılı imar Kanunu uyarınca, arazinin imar durumuna alınarak ifraz ve tevhid işlemlerinden sonra alt yapı tesislerinde yapılması suretiyle arsa olarak bağımsız bölümlere ayrılmasının amaçlandığının anlaşılması gerekir. Olayda; davacı tarafından 10.7.1986 tarihinde satın alınan arazi üzerinde tevhid ve ifraz işlemi yapılmaksızın 17.2.1989 tarihinde ........ Yapı Kooperatifine satıldığı,........ Yapı Kooperatifi tarafından imar planına uygun olarak arazinin 1006 m^si yola terk edilerek 1 parsel haline getirildiği, anılan parselleme işleminin 21.3.1989 tarih ve 66 sayılı Belediye Encümeni kararı ile onandığı, Belediye Başkanlığı'nın dosyada bulunan 16.11.1990 gün ve 990/1899 sayılı yazısından anlaşılmıştır. Bu durumda; satın alınan arazi üzerinde herhangi bir işlem yapılmadan satıldığı sabit bulunduğundan, arazinin salt toplu konut alanına alınması parsellendiğin) göstermeye yeterli bulunduğu gerekçesiyle mükellefiyet kaydının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ........ Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına; temyiz yargılama gideri 31.800 liranın Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden alınarak davacıya verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.