Danıştay Dokuzuncu Daire
Katma değer vergisi beyannamesinin yasal süre ve ek onbeş günlük süre geçtikten sonra Vergi Usul Kanunu'nun 376. maddesi hükmünden yararlanabilmek üzere verilmesi durumunda re'sen takdir nedeni bulunduğu, ancak, takdir komisyonunca soyut ifadelerle tamamen kanaata dayalı olarak matrah takdirinde isabet olmadığı hk. İstemin Özeti: Nakliyecilik faaliyeti ile uğraşan yükümlünün Nisan 1986 dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesin! kanuni ve ek sürelerden sonra vermesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak re'sen salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin 1. fıkrasında, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğunun belirtildiği, aynı Kanun'un 41. maddesinin 1. fıkrasında mükellef ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların, Katma Değer Vergisi beyannamelerini vergilendirme dönemini takip eden 25. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlü olduklarının hükme bağlandığı, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin 1. fıkrasında ise, vergi beyannamelerinin kanuni sürenin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde verilmemesini re'sen takdir sebebi sayıldığı yükümlünün Nisan 1986 dönemi beyannamelerini 25 Mayıs 1986 tarihinde vermesi gerekirken, bu süre ve 15 günlük ek süre geçirildikten sonra 1.8.1996 tarihinde matrahsız olarak Vergi Usul Kanunu'nun 376. maddesinden yararlandırılması talebiyle verdiğinden olayda re'sen takdir sebebi bulunduğu, ancak vergi dairesi veya takdir komisyonunca beyanın aksine bir tespit yapılmadığı, takdir komisyonunca 'yükümlünün yapmış olduğu iş, iş hacmi, iş yeri durumu, mevkii ve mesahası, ayrıca ticari kazanca etki eden diğer unsurlar göz önünde bulundurulmak suretiyle' denilerek tamamen kanaata dayalı matrah takdirinde ve bu matrah üzerinden kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı kaldıran ......... Vergi Mahkemesinin 30.9.1987 Gün ve 1987/277 Sayılı Kararının; takdir komisyonunda Ticaret Odasından seçilen üyelerin yükümlünün temsilcisi olduğu, ticaret erbabı oldukları ve mükellefin işini, işinin özelliklerini, işinin dirimini bildiklerinden yaptıkları takdirde bir fazlalık ve isabetsizlik bulunmadığı iddiasıyla bozulması istemidir. Karar: Temyiz edilen ................. Vergi Mahkemesinin 30.9.1987 Gün ve 1987/277 Sayılı Kararında, 2577 Sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.