Danıştay Üçüncü Daire
Hac seyahatinin turistik amaçlı bir seyahat olarak kabulü mümkün olmadığından, Hac organizasyonu içinde görevli olarak yurt dışına çıkan şahıs hakkında hayat standardı esasinin uygulanmasında yasal isabet yoktur. Serbest muhasebecilikle uğraşan mükellefin 1989 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, Hac'a gittiği halde bu seyahati, hayat standardı esasına göre beyanına dahil etmediğinden bahisle adına ikmalen salınan gelir vergisi ile kesilen ağır kusur cezasını; davacının görevli otobüs şoförü olarak yurt dışına çıktığı otobüs sahibinin ve Diyanet işleri Başkanlığı'nın yazısından anlaşıldığı, 1989 yılında katıldığı Hac seyahatinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesindeki amaca uyan turistik amaçlı bir seyahat olarak kabulü mümkün olmadığından mükellef hakkında hayat standardı esasinin uygulanmasında ve beyanına bu esasa göre belirlenen miktarların ilavesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden Vergi Mahkemesi kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.