Danıştay Yedinci Daire
Davacıya gerçekte mal satışı olmadan fatura düzenleyip verdikleri yolunda ifade veren çok sayıda kişinin, bu ifadelerinin davacıyı zarara uğratmak amacı taşıdığı kabul edilemez. İnceleme raporuna müsteniden re'sen takdir yolu ile 1985 Ekim ayı için salınan kaçakçılık cezalı Katma Değer Vergisini; inceleme raporu eki ifade tutanaklarının tetkikinden bu şahısların hepsinin istikrarlı ticari bir maziye sahip olmayıp büyük meblağlarla ifade edilen emtiayı alıp satacak sermayelerinin bulunmadığı, açıktan çıkar sağlamak amacıyla bu işe girdikleri, defter ve belge tasdik ve mükellefiyet tesislerinin dahi başkaları tarafından yaptırıldığı, faturaların başkaları tarafından düzenlendiği veya boş olarak imzalanmış fatura ve sevk irsaliyesi ciltlerim menfaat karşılığı davacıya verdikleri, hayali fındık mubayaalarım içeren bu düzmece faturaların bedellerinin ise çek ile ödendiği, ancak, düzenlenen çekin bedelinin ellerine geçmediği, tanziminden sonra hemen kendi yakınlarına ciro ettirilerek tahsilatın bunlara yaptırıldığım beyan ve ifade ettikleri, bu kadar şahsın sadece davacıyı zarara sokmak için yalan beyanda bulunmaları düşünülemeyeceği gibi, davacının da bu beyan ve ifadelerin aksini inandırıcı bir şekilde isbat ve tevsik edemediğinden yükümlü ile şahıslar arasında normal bir ticari ilişkinin varlığından söz etmeye olanak bulunmadığı, bu durumda yükümlünün bu şahıslar adına düzenlenmiş faturaları kayıtlara intikal ettirdiği ve müstahsilden olan alımlarım bu yolla gizleyerek gerçek dışı beyan ile indirime sebebiyet verdiği ve ödenmesi gereken katma değer vergisini ödemediği, bu nedenle kaçakçılık cezalı katma değer vergisi tarhiyatında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle tasdik eden Vergi Mahkemesi kararının, ifade sahiplerinin defter ve belgelerinin incelenmediği, bu şahıslara mal bedellerinin çekle ödendiği, çek bedellerinin yakınlarınca tahsil edildiği iddiasının doğru olmadığı, inceleme raporunun yetersiz olduğu ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.