T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o KAMULAŞTIRMADA BEDEL ARTIRIMINDA TAPU HARCI
o KAMULAŞTIRMA BEDEL ARTIMI NEDENİYLE ALINAN TAPU HARCI (Vergi Konusunda Hata - Düzeltme Yapabilme)
o VERGİNİN KONUSUNDA HATA (Kamulaştırmada Bedel Arttırımında Tapu Harcı)
492
Özet : Harcın hesaplandığı matrahın hatalı saptanması ve kamulaştırma artırım bedelinin yasaya aykırı olarak harca tabi yapılması sonucu alınan tapu harcı nedeniyle vergi hatalarını düzeltme yolu izlenebileceği hakkında.
İstemin Özeti: Türkiye Elektrik Kurumu gerçek kişilerin mülkiyetindeki taşınmazları, hizmet ihtiyacı için kamulaştırmış ve takdir olunan kamulaştırma bedelleri üzerinden tahakkuk ettirilen Tapu Harcını ödemiştir.
Taşınmaz maliklerinin adli yargı yerinde açtıkları bedel artırım davası sonucunda hükme bağlanan artırım bedelleri üzerinden Kurum adına ikmalen Tapu Harci salınmış, söz konusu harçlar da ödenmiştir. Ancak, Harçlar Kanununda Tapu Harcının, devir bedeli olarak kabul edilen takdiren belirlenen kamulaştırma değeri üzerinden alınmasının öngörüldüğü ve Danıştay Dokuzuncu Dairesi Kararlarıyla artırılan bedel üzerinden ikmalen Tapu Harcı tarhının yasaya uygun görülmediğini saptayan Kurum, takdir olunan kamulaştırma bedeli ile artırılan bedel arasındaki fark üzerinden ödediği Tapu Harcının red ve iadesi amacıyla düzeltme ve şikayet yollarını izlemiş, şikayet başvurusuna yanıt verilmemek suretiyle kurulmuş sayılan olumsuz işleme karşı Danıştay Dokuzuncu Dairesinde dava açmıştır.
Davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi K:1991/581 sayılı kararıyla; şikayet yoluyla vergi düzeltme talebi reddolunanlar tarafından açılacak davaların ilk derecede Danıştay'da çözümlenmesini düzenleyen 2575 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin 1/j bendi ile 213 sayılı Kanunun vergi hatalarına ilişkin 116, 117 ve 118 inci maddelerinin birlikte incelenmesi gerektiği, davacı Kurum tarafından Kamulaştırılan taşınmazlar hakkında verilen kararlarla artırılan kamulaştırma bedelleri üzerinden ikmalen Tapu Harcı alınıp alınmayacağı hususunun, 213 sayılı Kanunun 117 ve 118 inci maddelerinde yazılı hesap ve vergilendirme hatalarına girmediği, bu nedenle şikayet başvurusuna yanıt verilmemek suretiyle kurulan olumsuz işlemde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Karar, davacı Kurum tarafından temyiz edilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tekkik Hakimi: Semra Kayır
Danıştay Savcısı: Işın Esen
Düşüncesi: 492 sayılı Kanunun 4 sayılı tarifesinin tapu işlemleri bölümünün olay tarihinde yürürlükte olan 20/a pozisyonunda; gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabına gayrimenkulün Emlak Vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde kırk oranında harç alınacağı öngörülmüştür.
Olayda, kamulaştırılan taşınmaz için takdir komisyonunca takdir edilen bedel ile, açılan bedel artırımı davası sonucunda belirlenen değer arasındaki fark üzerinden kamulaştırmayı yapan idare adına ikmalen tapu harcı tarhedilmiş ise de, yukarıda sözü edilen yasada takdir edilen bedelin sonradan değişmesi halinde harcın değişen değere göre ikmal edileceğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
Bu durumda ikmalen yapılan tarhiyatta hata bulunduğundan temyiz isteminin kabulü ile Daire Kararının bozularak dava konusu işlemin iptalinin uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulunca, Kıdemli Tetkik Hakimi Semra Kayır'ın yazılı ve sözlü açıklamalarından sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Özel hukuk kişilerinin mülkiyetindeki taşınmazları kamulaştıran TEK Genel Müdürlüğünün, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu gereğince takdir olunan kamulaştırma bedeli üzerinden Tapu Harcı ödedikten sonra, taşınmaz malikleri tarafından adli yargı yerlerinde açılan bedel artırımı davası sonucunda belirlenen değer ile ilk değer arasındaki fark üzerinden ikmalen salınan ve tahsil edilen Tapu Harcının, vergi hatası yoluyla geri verilmesi isteminin reddi yolunda kurulan işleme karşı açtığı davayı, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24 üncü maddesi kapsamında görmeyerek reddeden Danıştay Dokuzuncu Daire kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun vergi hatası kapsamına alarak, "Hesap Hataları" başlığı altında düzenlediği 117 nci maddesinin (1) işaretli fıkrasında; vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olması, matrah hatası kabul edilmiştir. Aynı bölümde yer alan 118 inci maddenin (3) işaretli fıkrasında ise açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi alınması veya istenmesi ise mevzuda hata olarak vergilendirme hatası sayılmıştır.
Kurum dilekçelerinde, Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı Tarifenin 20/a pozisyonunun, kamulaştırmada harcın takdir edilen bedel üzerinden alınmasını öngördüğü, takdir edilen bedel üzerinden ödenen harç için uyuşmazlık yaratılmadığı ve ödendiği, bazı taşnmaz maliklerinin açtığı bedel artırımı davası sonucunda belirlenen artırım değerinin yeniden Tapu Harcına tabi tutulmasını gerektiren ve ikmalen tarhiyatı haklı kılan yasal bir düzenleme bulunmadığını, dolayısıyla artırım bedeli üzerinden hesaplanan ve alınan Tapu Harcının vergi hatası yoluyla geri verilmesini istemiştir.
Bu iddialar, üzerinden harcın hesaplandığı matrahın hatalı saptandığı ve artırım bedelinin yasaya aykırı olarak harca mevzu yapıldığı görüşüne dayanmaktadır. Vergi Usul Kanununun 117 ve 118 inci maddelerinin yukarıda metni yazılı fıkraları kapsamında olduğu sonucuna varılan istemin reddi yolunda kurulan idari işlemin, esas yönünden hukuka uygunluğu tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, istemin düzeltme ve şikayet başvurusuna konu yapılacak nitelik taşımadığı yaklaşımıyla davanın reddine karar verilmesi yasaya uygun görülmemiştir.
Bu nedenlerle, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 26.2.1991 günlü ve E:1989/4494, K:1991/581 sayılı Kararının bozulmasına, 5.6.1992 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaları, isteme konu yapılan kararın dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi karşısında Danıştay Dokuzuncu Dairesi Kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görmediğimizden çoğunluk kararına katılmıyoruz.