Danıştay Üçüncü Daire
Mükerrer olacağı bilinen verginin tarh edilmemesi zamanında tevkifat yapılmamasına dayanılarak gecikme faizi uygulanmasına engel değildir. Dosyanın incelenmesinden davacı kooperatifin yıllara sirayet eden inşaat işinden dolayı müteahhide 198619871988 yıllarında yaptığı istihkak ödemelerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapmadığı, muhtasar beyanname vermediği ve gelir (stopaj) vergisi ödemediği ancak inşaatın 1988 yılında bitirilmesi üzerine müteahhitçe elde edilen kazancın Mart 1989 ayında beyan edilerek ödendiği; bu nedenle vergi sorumlusu kooperatifçe tevkif edilerek istihkak ödemelerinin yapıldığı ayı takip eden ayların 20. günü akşamına kadar beyan edilip ödenmeyen vergilerin mükerrer salınmasını önlemek için vergi tarhiyatı yapılmadığı, vergi sorumlusunun ödemek zorunda olduğu vergi miktarı üzerinden kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan dava sonucu mahkemece kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine karar verildiği, mahkeme kararma göre hesaplanan kusur cezası için düzenlenen ihbarnameye, ayrıca geç ödenen vergi aslı için uygulanan gecikme faizinin eklendiği ve ödenmesinin davacıdan istendiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere: 198619871988 yıllarının muhtelif aylarında davacı kooperatifçe müteahhide yapılan istihkak ödemelerinden ödemelerin yapıldığı aylarda vergi tevkif editerek, tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden ayın 20. günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilerek ödenmesi gereken vergi ödenmediğine ve asıl mükellef olan müteahhit, tarafından Mart 1989 ayında ödendiğine göre vergi sorumlusu açısından vergi ödemesinde gecikme olduğu açık bulunmaktadır. Öte yandan; gecikme faizi uygulanan verginin, beyan üzerine tarh ve tahakkuk ettirilen bir vergi olmayıp; aksine sorumlu tarafında beyan edilmediği için re'sen tarha konu olacak bir vergi olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Sorumlu adına re'sen tarh edilebilecek vergi, asıl mükellefin ödemesinden dolayı mükerrerliği önlemek yönünden salınmamıştır. Hal böyle olunca; asıl mükellef tarafından ödendiği için sorumlu adına vergi salınmaması; ödemede meydana gelen gecikme nedeniyle gecikme faizi uygulanmasına engel değildir. Kaldı ki; olayda gecikme faizi uygulanmasına esas olan vergi miktarı ceza kesilmesine esas alınan ve mükellefçe bilinen miktar olup, bu miktar çekişme konusu değildir. ihtilafa konu olmayan vergi miktarına; muhtasar beyanname ile beyanı ve normal vadesinde ödenmesi gereken tarihlerden itibaren; müteahhidin beyanname verdiği Mart 1989 tarihine kadar gecikme faizi uygulanmış olup; gecikme faizinin uygulama süresi ile gecikme faizi nisbeti de tartışma konusu değildir. Gecikme faizi uygulayabilmek için davacı kooperatif adına vergi tarh edilse dahi; vergi miktarında, gecikme faizi uygulama süresinde ve gecikme faizi nisbetinde herhangi bir değişiklik olması söz konusu olmayacağından; tarhiyat yapılması sonucu etkilemeyecektir. Bu itibarla gecikme faizi uygulaması; hukukî sonuç doğurmayacak şekli anlamda tarhiyat yapılmasına bağlı kılınamaz. Mükerrer olacağı bilinen verginin salınmamış olması vergi sorumlusunun beyan dışı bıraktığı verginin geç ödendiği gerçeğin! ortadan kaldırmayacağından; davacı kooperatifin zamanında tevkif etmediği ve beyan ederek ödemediği vergilerden dolayı; vergi salınmadan gecikme faizi uygulanmasında kanuna aykırılık bulunmadığından; Vergi Mahkemesince ikmalen re'sen veya idarece vergi salınmadan gecikme faizi uygulanamayacağı gerekçesiyle gecikme faizinin terkinine karar verilmesinde yasal isabet bulunmadığı cihetle vergi dairesince yapılan itirazı reddederek sözü edilen mahkeme kararım onayan ............. Bölge idare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ile .................. Bölge idare Mahkemesi karannın 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukukî sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazete'de yayımlanmasına oyçokluğu ile karar verildi.