Danıştay Dördüncü Daire
Hayat standardı tutarı altında gelir elde edilmesi halinde, aradaki farkın başka kaynaklardan sağlanmış olduğunun belgelerle izah edilebileceği Uk. 1989 takvim yılı gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen kazancın hayat standardı esasına göre tespit edilen kazançtan düşük olması nedeniyle hayat standardı temel gösterge tutarı olan 10.200.000 lira üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisini; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3505 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile eklenen geçici 32. maddesinde, 1.1.1988 31,12.1997 yıllarında uygulanmak üzere hayat standardının yeniden düzenlendiği, aynı Kanun'un 34/6. maddesi ile de 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesinin yedinci fıkrası yürürlükten kaldırıldığı, Anayasa Mahkemesi'nin 6.4.1990 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 7.11.1989 günlü ve E: 1989/6, K: 1989/42 sayılı Kararı ile gelir vergisine eklenen geçici 32. madde iptal edildiğinden 1989 yılında uygulanacak Hayat Standardı 1990 yılı Bütçe Kanunu'nun 60. maddesiyle yeniden düzenlendiği, dava konuşu tahakkukun da bu hükümlere göre yapıldığı ancak davacının 1989 yılı beyanına uygulanan 1990 yılı Bütçe Kanunu'nun 60. maddesi de 28.6.1990 günlü ve E: 1990/6, K.: 1990/17 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralına göre dava konuşu tahakkuk işlemi sırasında Bütçe kanunu'nun ilgili maddesi yürürlükte ise de, Danıştay kararlarında Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralının dava konuşu edilmemiş işlemler için geçerli olduğu, dava konuşu edilmiş işlemlerde iptal kararının dava konuşu işlemin yapıldığı tarih itibariyle uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, bu durumda 1990 yılı Bütçe Kanunu'nun 60. maddesi ile kabul edilen hayat standardı esaslarının 1989 yılı beyanına uygulama imkanı bulunmadığından, olaya Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesinin uygulanması gerektiği, Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesinin 7. fıkrasının kaldırılmış olmasının, vergi yükümlüsünün yasa ile belirlenen hayat standardı tutarı altında gelir elde etmiş olmakla birlikte aradaki farkın başka kaynaklardan sağlanmış olduğunu belge ile izah edebilmesi olanağım ortadan kaldırdığım kabul etmenin mümkün olmadığı, bu tarzdaki izahın hayat standardı esasinin bütünlüğü içerisinde mevcut bulunduğunun kabulü gerektiği, davacının esinin hayat standardı ölçülerine göre hesaplanan tutardan fazla vergilendirilmiş geliri bulunduğu sabit olduğuna göre, yükümlünün yalnızca beyan ettiği serbest meslek kazancı üzerinden vergilendirilmesi gerektiği gerekçesiyle değişiklikle onayan Vergi Mahkemesi kararının beyan edilen kazancın temel gösterge tutarına göre düşük olması halinde mükelleflerin bu düşüklüğün gösterge tutarına göre düşük olması halinde mükelleflerin bu düşüklüğü bizzat kendilerine ait emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı ile izah etmelerinin mümkün olduğu ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.