Danıştay Dördüncü Daire
Geçici vergi, verilen beyannameler üzerinden hesaplanıp, carî yılın vergisinden mahsup edilmek üzere ödenen peşin bir vergi niteliği taşıdığından, bir vergi incelemesi sonucunda yükümlülerin dönem kazançlarının yeniden tesbitinde ayrıca geçici vergi salınamayacağına göre bununla ilgili gecikme faizi de uygulanamaz. 1989 takvim yılı defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda bulunan matrah kısmı üzerinden belirlenen verilere göre tarhiyat öncesinde uzlaşılan kamu alacağına uygulanan gecikme faizine yönelik davayı; 10.12.1988 günlü Resmi Gazete'de yayımlanıp, yürürlüğe giren 3505 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3239 sayılı Kanunla eklenen Ek11. maddesinin ikinci fıkrasının sonuna ilave edilen hüküm ile uzlaşılan vergi miktarı üzerinden bu kanunun 112. maddesine göre gecikme faizi hesaplanacağının öngörüldüğü, bu durumda tarhiyat öncesi uzlaşılan OcakŞubat 1989 dönemine ilişkin geçici vergi için tahakkuk ettirilen gecikme faizinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir. Davacı, 1989 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu Ocak, Şubat ayları için tarhedilen geçici vergi nedeniyle tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmuş ve uzlaşma sağlanmıştır. Davacının uzlaşılan bu vergi hakkında bir talebi bulunmamakta, sadece bu tutar üzerinden hesaplanıp istenen gecikme faizinin kaldırılmasını talep etmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesinde geçici verginin cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere ödeneceği, geçici vergi tutarının "içinde bulunulan yılda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinin ticarî ve mesleki kazanca isabet eden kısminin %50'si olduğu, geçici verginin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilip onunla birlikte tarh ve tahakkuk ettirileceği belirtilmekte olup bu hükme göre geçici vergi, verilen beyannameler üzerinden hesaplanıp, yılın vergisinden mahsup edilmek üzere ödenen peşin bir vergi niteliği taşımaktadır. Bir vergi incelemesi sonunda yükümlülerin dönem kazançlarının yeniden tesbit edilerek vergi tarh edildiğine göre ikmalen ve re'sen vergi tarh hallerinde ayrıca geçici vergi salınmasından söz edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Buna rağmen, konunun uzlaşmayla sonuçlanması, esasen bu konuda bir dava bulunmaması nedeniyle vergi aslının incelenmesi ve bir sonucu bağlanması söz konusu olamaz. Bununla beraber davaya konu edilen gecikme faizinin, aslında alınamayacak bir vergi üzerinden hesaplanıp istenmesi yerinde değildir. Vergi Mahkemesince kararda yazılı gerekçelerle sözü edilen gecikme faizinin kanuna uygun bulunarak onanması yasaya uygun görülmemiştir. Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.