Dairesi
İnceleme ve tespitler sonucu yapıldığı ileri sürülen ihracatın gerçek dışı olduğunun yargı kararı ile kesinlik kazanması halinde vergi iade hakkı doğmıyacağından, genel tebliğ hükümlerinde öngörülen yükümlü hakkındaki olumsuz inceleme raporu sayısının olaya etkisinin söz konusu olamayacağı hk.
Karar No
1991/815
Esas No
1990/3942
Karar Tarihi
25-02-1991
Danıştay Yedinci Daire

İnceleme ve tespitler sonucu yapıldığı ileri sürülen ihracatın gerçek dışı olduğunun yargı kararı ile kesinlik kazanması halinde vergi iade hakkı doğmıyacağından, genel tebliğ hükümlerinde öngörülen yükümlü hakkındaki olumsuz inceleme raporu sayısının olaya etkisinin söz konusu olamayacağı hk. Devlet harcama belgeleri yönetmeliğinin 77. maddesinde değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin 1. maddesinin 3. fıkrasında ’iade hakkına’ sahip mükelleflerden; a) ihracatçılara, b) ihraç kaydıyla ihracatçılara mal teslim eden imalatçılar ile tecilterkin sisteminden yararlanmasına müsaade edilerek mal teslim eden mükelleflere, c) Uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlarla bunların mensuplarına mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunanlara, yapılması gereken iadelerin, hak sahiplerince, kendilerinin veya mal veya hizmet satın aldıkları mükelleflerin katma değer vergisi veya diğer vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde, vergi inceleme raporu ve teminat aranmaksızın mahsup işleminin yapılacağı, mahsubu talep edilmeyen iade alacağının, bu madde ile nakden iadeler için belirlenen usul ve esaslara göre iade edileceği, inceleme raporu aranılmadan iade yapılabilmesi için, nakden iadelere ait belirlenen sınır, mahsubu talep edilmeyen alacağın iadesi için de geçerli olduğu, 6. fıkrasının (a) bendinde, Maliye Bakanlığı’nın, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı vergi inceleme raporlarıyla tesbit edilen mükelleflere ve bu mükelleflerin kurdukları veya ortak oldukları şirketlere, teminat göstermiş olsalar dahi, vergi incelemesi sonuçlanmadan iade veya mahsup yaptırtmamaya yetkili olduğu belirtilmiş, bu değişikliklere göre yapılacak iade işlemlerinin usul ve esaslarım tesbit eden 28 Seri No’lu katma değer vergisi genel tebliğinin (D) fıkrasında, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı 01.01.1987 tarihinden sonra düzenlenmiş en az 2 inceleme raporu ile tesbit edilmiş mükelleflerin veya bunların kurduğu veya ortak olduğu şirketlerin, iade veya mahsup taleplerinin, miktara bakılmaksızın, teminat göstermiş olsalar dahi yerine getirilmeyeceği, bunlar hakkında düzenlenecek vergi inceleme raporları sonuçlarına göre işlem yapılacağı, öte’ yandan haklarında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı konusunda, 01.01.1987 tarihinden sonra sadece 1 adet vergi inceleme raporu düzenlenmiş olan mükelleflerin veya bunların kurduğu veya ortak olduğu şirketlerin iade taleplerinin ise istenen vergi miktarı ile ayrıca bu miktarının 3 katı tutarında verecekleri banka teminat mektubu karşılığında yerine getirtilebileceği belirtilmiştir. Gerek ihracatçılar, gerekse ihraç edilmek şartıyla ihracatçılara mal teslim eden imalatçılar hakkında ihracat istisnası nedeniyle yapılacak iadelerin belirtilen şartlarda mahsubu ancak ’iadeye hak kazanmak’ kaydıyla mümkün olacağı sözü edilen yönetmelik hükmünün bir gereğidir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (b) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin iade ve mahsup haklarından yararlanabilmelerinin ön şartı, vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, bir başka anlatımla yükümlü tarafından ihraç edildiği bildirilen mallar için gerçekte katma değer vergisi ödenmiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi iadesi yapılamayacağından, bu gibi durumlarda gerçek ’hak sahibi’nin varlığından ve dolayısıyla mahsup imkanından söz etmek mümkün değildir.. Zira yukarıda sözü edilen yönetmelik hükümleri gerçek hak sahipleri için getirilmiş işlemleri kolaylaştıran ve çabuklaştıran bir düzenleme sayılmak gerekir. Yapılan inceleme sonucunda ihracatın gerçekleşmediği yada gerçek bir mal hareketine dayanmadığı hususlarının tesbiti halinde gerçek mal sahipleri için öngörülen mahsuba ilişkin hükümlerin uygulanması tabii ki düşünülemez. Dosyanın incelenmesinden, yükümlü şirket hakkında düzenlenen 17.08.1987 gün ve 735/’ 2304 sayılı katma değer vergisi inceleme raporunda, 1985 yılma ilişkin ihracatta vergi iadesi yönünden yapılan inceleme ile söz konusu şirketin büyük miktarlarda gerçek dışı ihracat (hayali ihracat) yaptığına değinilmiş olup konuyla ilgili 03.09.1986 gün ve 659/15114 sayılı inceleme raporuyla, şirketin 1985 yılındaki ihracatının gerçekleşmediği saptanmış bulunmaktadır. Bu tesbitler sonunda şirkete yapılan vergi iadelerinin idarece geri istenilmesi üzerine açılan ve Vergi Mahkemesi’nce reddedilen davayla ilgili temyiz başvurusu Danıştay Onuncu Dairesi’nin 13.06.1989 gün ve 1989/1311 sayılı kararı ile reddedilmiş, keza bu konuda yapılan karar düzeltme istemi de aynı dairenin 18.06.1990 gün ve 1990/1434 sayılı kararı ile reddedilmek suretiyle ihracatın hayali olduğu, dolayısıyla ihracatta haksız vergi iadesi alındığı hususu hukuken kesinlik kazanmıştır. Bu duruma nazaran, yükümlü tarafından yapıldığı ileri sürülen ihracatın gerçekleşmediği, kesin delil niteliği taşıyan yargı kararı ile sabit bulunmasına göre, bu ihracata dayalı katma değer vergisi iadesi yönünden ihracatçı firmanın gerçek bir hak sahibi olduğu düşünülemeyeceği gibi, vergi borçlarına mahsubununda söz konusu edilemeyeceği tabiidir. Hernekadar, yukarıda sözü edilen genel tebliğde, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı 01.01.1987 tarihinden sonra düzenlenmiş en az 2 inceleme raporu ile tesbit edilenlerin iade ve mahsup taleplerinin yerine getirilmeyeceği belirtilmiş ise de, hayali ihracatın saptanmasına ilişkin usul ve esasları içeren sos konusu tebliğ hükümleriyle öngörülen iki inceleme raporu aranması şartının olaya etkisi düşünülemez. Zira yapılan inceleme ve tesbitler sonucu, yapıldığı ileri sürülen ihracatın gerçek dışı olması nedeniyle yükümlünün vergi iadesi hakkının doğmadığı saptanmış, kesinleşen yargı kararları ile de keyfiyet doğmadığı saptanmış, kesinleşen yargı kararları ile de keyfiyet doğrulanmış bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine sonucu itibariyle yerinde görülen mahkeme kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı