Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Davacının avukat olan vekilinin hastalığı. Vergi Usul Kanununun mücbir sebeplerle ilgili 13 ve 15. maddeleri hükümlerinin Vergi Mahkemesi kararının temyizi için öngörülen temyiz süresi yönünden uygulanması gerektirmez. 2577 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 213 sayılı Yasaya yapılan gönderme, Vergi Usul Kanunun 377, 378 ve mükerrer 378. maddeleri için geçerlidir. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunun 3622 sayılı Kanunun 17. maddesi ile değişik 48 maddesinin 6. fıkrasında; temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde kararı veren mahkemenin, temyiz isteminin reddine karar vermesini kurala bağlamış, bu kurala dayanarak istanbul 2. Vergi Mahkemesince verilen temyiz isteminin reddi yolundaki karar, temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 15. maddesinde, aynı kanunun 13. maddesinde yazılı nedenlerin bulunması halinde bu neden ortadan kalkıncaya değin, sürelerin işlememesi öngörülmüş, 13. maddenin (1) işaretli fıkrasında ise vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecedeki ağır hastalık, zorlayıcı neden sayılmıştır. Kanunun bu kuralı, vergi ile ilgili ödevlerin yerine getirilmesindeki gecikmeler bakımından uygulanabilir. Vergi uyuşmazlığı çıkarma ya da uyuşmazlıklar hakkında yargı yerlerince verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurma gibi durumlarda başvurma süresinin anılan kural nedeniyle durması düşünülemez. Her ne kadar 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin ikinci fıkrasında vergi uyuşmazlıklarının çözümünde Vergi Usul Kanunun ilgili hükümleri saklı tutulmuşsa da, bu kuralda gönderme yapılan kurallar, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Beşinci Kitabı, Birinci Kısmında yer alan 377, 378 ve Mükerrer 378. maddelerdir. Sözü edilen gönderme Vergi Usul Kanununun 13 ve 15. maddelerini kapsamadığı gibi olayda temyiz süresinin geçirilmesine neden olan hastalık yükümlünün değil, avukatının hastalığıdır. 1136 sayılı Avukatlık .Kanunun 42. maddesinin birinci fıkrasında, bir avukatın geçici olarak iş yapamaz duruma gelmesi halinde ilgililerin istemi üzerine Baro başkanının, işleri geçici olarak takip etmek ve yürütmek için bir avukatı görevlendirmesi, ikinci fıkrasında ise söz konuşu işlere ait kanuni sürelerin dosyaların devir ve teslimine kadar işlememesi kabul edilmiştir. Yükümlü vekilince bu kural uyarınca bağlı bulunduğu Barodan yardım istenmesi gerekirken bu yolun izlenmediği anlaşılmıştır. Öte yandan, Avukatlık Kanununun 171. maddesinin ikinci fıkrasına göre vekaletnamesinde başkasını tevkile yetkili kılınan avukatın, işi başka bir avukata vererek takip ettirebilmesi mümkündür. Dosyaya sunulan istanbul 3. Noterliğinden düzenli 20.1.1988 günlü ve 2522 yevmiye numaralı vekaletnamede başkalarım tevkil yetkisi tanındığı anlaşılan temyiz eden vekilinin, yatak istirahatı önerilen süre içinde bu yetkisin! de kullanması mümkün iken Vergi Usul Kanunun 13 ve 15. maddelerine dayanarak yaptığı temyiz başvurusunun kabulüne olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.