Dairesi
Vade farklarının katma değer vergisi matrahına dahil olduğu;
Karar No
1991/695
Esas No
1990/5231
Karar Tarihi
19-02-1991
Danıştay Yedinci Daire

1. Vade farklarının katma değer vergisi matrahına dahil olduğu; 2. Alıcı ile sözleşme yapılarak taksit koşullarının belirlenmesi, aralarında husumet bulunmayan alıcı ifadeleri, alıcılar adına cari hesaplar açılması ve satılan taşıtlar üzerine satış ve teslim tarihlerinde haciz koydurulması gibi hususların, taşıt alıcıları tarafından verilen senetlerin, teminat seneti değil borç senedi olduklarım göstereceği; 3. Matrahın bulunuş şekli ve vade farklarına ilişkin KDV’nin tahsil edildiğine ödenmiş bulunması karşısında, kasten vergi ziyaına neden olunduğunun söylenemeyeceği hk. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ’teslim ve hizmet işlemlerinde matrah’ başlığı altında düzenlenen 20. maddesinin 1. fıkrasında; ’teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu iş (emlerin karşılığım teşkil eden bedeldir’ denilmiş 2. fıkrasında da; ’bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamım ifade eder’ hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un matraha dahil olan unsurları belirleyen 24. maddesinin (c) fıkrasında ise;vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan hertürlü menfaat, hizmet ve değerler’ vergi matrahına dahil edilecek unsurlar arasında sayılmıştır. Yükümlü kurum satışlarının peşin olup senetlerin bir borç senedi olmayıp, teminat senedi niteliğinde olduğunu iddia etmekte Vergi Dairesi Müdürlüğü ise satışların taksitli satış olduğunu ileri sürmektedir. Taksitli satım; Borçlar Kanunu’nun 222 ve devamı hükümlerinde açıklandığı gibi satılan malın müşteriye derhal verilmesi ve bedelin ise belirli zamanlarda (vadelerle) ödenmesi halidir. Yükümlü şirketin 1988 takvim yılında yaptığı motorlu araç satışlarında; satış ve teslim tarihi’ itibariyle, vade farkı ve araç satış fiyatından geriye kalan ana para borcuna ilişkin tutarları içeren ve muhtelif vade tarihlerine göre düzenlenen senetlerin müşteriden alındığı ihtilafsızdır. Olayda peşin satışlarda ödeme koşullarım da içeren sözleşmeler yapılmasına gerek bulunmadığı halde böyle bir sözleşme yapılmış olması ve sözleşmedeki taksit miktarlarının ve müşterilerden alınan senetlerin vadelerinin farklı oluşu bunların teminat senedi olmayıp borç senedi olduğunu göstermektedir. inceleme sırasında ticari taşıtları alan kişilerin inceleme elemanına bunları taksitle aldıkları yolunda verdikleri ifadelerde satışın taksitle yapıldığım doğrulamaktadır. Zira satıcıyla aralarında herhangi bir husumet yada ihtilafın varlığı ortaya konulmadıkça taşıt alıcılarının sırf satıcıyı (yükümlüyü) ısrar amacıyla aynı yönde beyanda bulunmaları düşünülemez. Taşıt alıcıları adlarına cari hesaplar açtırılması ve satılan araçlar üzerine satış ve teslim tarihlerinde haciz koydurulması da satışın vadeli olduğunu gösteren diğer açık delillerdir. Bu delil ve teshiller ve 3065 sayılı Kanun’un yukarda açıklanan amir hükümleri karşısında yükümlü şirket tarafından gerek dilekçelerde gerekse duruşmada öne sürülen iddialar ve söz konusu senetlerin ’teminat senedi’ olarak nitelendirilmesi ve üzerinde teminat senedi yazılması vergilendirmeyi doğuran maddi olayın gerçek mahiyetini etkilecek nitelikte değildir. Bu itibarla; Vergi Mahkemesi’nce; mükellefiyetin esasına ilişkin olarak yazılı gerekçe ile verilen kararda kanuna aykırılık yoktur. Ancak; yükümlü şirket tarafından dava dilekçesinde, inceleme elemanınca matrahın hesaplanması sırasında maddi hata yapıldığı ve bu suretle 310.510.758 lira olarak hesaplanması gereken katma değer vergisinin 93.680.926 lira fazlasıyla 404.191.684 lira olarak hesaplanmasına sebebiyet verildiği ileri sürülmüş ve bu hususun yapılacak inceleme sonucu düzeltilmesi isten. mis, maddi hatanın varlığına ilişkin iddianın tevsiki yönünde yeminli mali müşavir marifetiyle hazırlattırılan bir rapor duruşmada ibraz olunmuştur. Yükümlü şirketçe ileri sürülen maddi hataya ilişkin bu iddianın mahkemece araştırılmadığı ve kararda karşılanmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan; teslim tarihinde vergi matrahına dahil edilerek katma değer vergisi ödenmesi gereken vade farklarının, her vade farkının tahsil edilmesiyle birlikte müşteriye fatura edildiği ve katma değer vergisi tahsil edilerek beyan olunduğu ve ödendiği dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu durumda; vergi mükerrerliğine sebebiyet verilmemesi bakımından uyuşmazlık konusu 1988 takvim yılı satışları nedeniyle ödenmesi gereken vergi ile bu satışlara ilişkin olarak, yükümlü şirketçe ödenen katma değer vergisinin, yükümlü şirketin defter kayıt ve belgeleri ile Vergi Dairesi kayıtlarından araştırılması, duruşmada ibraz olunan ve maddi hatanın delillendirilmesine ilişkin olan yeminli mali müşavirlik raporunun değerlendirilmesi ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi zorunlu görülmüştür. Dahili tevkifatın ise; cari vergilendirme dönemi kurumlar vergisine mahsuben peşin ödenen bir tevkifat olması ve bu gün itibariyle mahsup olanağının kalmaması nedeniyle mükerrer bir tahsilat olacağının Vergi Dairesi’nce dikkate alınacağı tabiidir. Kaçakçılık cezasına gelince; inceleme raporu ile saptanan matrah farkı tamamen yükümlü şirketin defter kayıt ve belgeleri ile vermiş olduğu katma değer vergisi beyannamelerinin incelenmesi sonucu hesaplanmıştır. Gerek matrahın hesaplanış şekli gerekse vade farkı olarak tahsil olunan meblağların, fatura edilerek kayıtlara alınması ve buna ilişkin katma değer vergisinin de tahsil edilerek ödenmiş bulunması karşısında kasten vergi ziyaına sebebiyet verildiğinden söz edilemeyeceği cihetle cezanın kusur cezasına çevrilmesi uygun olacağından, mahkeme kararında ceza yönünden isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin, mükellefiyetin esasına ilişkin iddialar yönünden reddine, matrahın hesaplanması, vergilendirmede mükerrerliğe sebebiyet verilmesi ve ceza yönünden ise; kabulü ile yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere mahkeme kararın in bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı