Danıştay Dördüncü Daire

1. Özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, bu cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen yasa maddesinde belirtilen unsurların bir arada gerçekleşmiş olması gerekir. 2. Usulsüzlük fiili sonunda vergi ziyaı doğmaması usulsüzlük cezası kesilmesine engel teşkil etmez. inceleme elemanınca yapılan inceleme sonucu kayıt dışı bırakıldığı iddia edilen un alış ve satışlarına ilişkin olarak fatura düzenlenmediği gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük cezasına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun fatura ve benzeri evrak vermeyen ve almayanlara kesilecek özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri içeren 353. maddesinin uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 1 numaralı bendinde, '232, 234, 235 ve 236. maddeler gereğince verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için beşyüz liradan (çiftçilerden elli liradan) aşağı olmamak üzere bu vesikalar yazılması gereken meblağın yüzde üçü (çiftçiler için yüzde biri) nisbetinde usulsüzlük cezası kesilir. Bir takvim yılı için her bir belge nev'ine ilişkin olarak tespit olunan yukarıdaki yazılı usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 500.000 lirayı geçemez' hükmü yeralmıştır. Madde metninin bir bütün olarak değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle, madde metninde sayılan belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgelerin ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerekmektedir. Uyuşmazlık konusu olayda ise, böylesi bir tespit mevcut olmayıp inceleme elemanınca yapılan inceleme sonucuna göre kayıt dışı bırakıldığı kabul edilen un alış ve satışlarına ilişkin olarak belge düzelemediği sonucuna ulaşılarak özel usulsüzlük cezası kesilmiş bulunmaktadır. Bu itibarla, özel usulsüzlük cezası kesilmesin! öngören ve bu cezanın kesilmesine dair koşulları düzenleyen yasa maddesinde belirtilen unsurlar uyuşmazlık konusu olayda, bir arada gerçekleşmemiş bulunmaktadır. Bu durumda, idari cezalar için de geçerli bulunan, 'cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tam olmadan failin cezalandırılamayacağı' yolundaki genel ceza hukuku ilkesinin de varsayım ya da kıyas yolu ile ceza tayinine olanak tanımaması yönünden, yükümlü adına alış ve satış faturası düzenlenmediğinden söz edilerek kesilen özel usulsüzlük cezasının usul ve yasaya uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından sözkonusu cezanın terkininde Kanun'a ve usule aykırılık yoktur. Ancak, anılan Kanun'un 353. maddesinin 3. bendinde, günlü kasa defterine yazılması gereken işlemlerin günü gününe deftere kayıt edilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından kasa defterinin günü gününe işlenmediği sabit bulunduğundan, anılan madde uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının terkininde isabet bulunmamaktadır. Vergi Usul Kanunu''nun 351. maddesinde, usulsüzlük 'Vergi Kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesidir' denilmek suretiyle tarif edildiğine göre, usulsüzlük fiili sonunda vergi ziyaı doğup doğmamasının usulsüzlük cezasının kesilmesine engel olmadığı sonucuna varıldığından, cezanın kaldırılması yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının, işlemlerin kasa defterine günü gününe kaydedilmemesi nedeniyle kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, diğer' hususlara ilişkin temyiz iddialarının reddine oybirliğiyle karar verildi.