Danıştay Yedinci Daire
Bir günlük gecikme ile süresinden sonra verilen beyannamede yeralan vergilerin yasal süresinde ödenmesi halinde kaçakçılık değil 1. derece usulsüzlük cezası kesilir. Temmuz/1985 ayma ait katma değer vergisi beyannamesinin yasal süre içinde verilmediği gerekçesiyle kesilen kaçakçılık cezasının iptali istemiyle açılan davanın, uyuşmazlığın Temmuz/1985 ayma ilişkin olup, yasal süre içinde ödenen ancak beyannamesi yasada öngörülen süre geçtikten bir gün sonra verilen katma değer vergisine bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasından doğduğu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinde; katma değer vergisinin, bu Kanun'da aksine hüküm bulunmadıkça mükelleflerin yazılı beyanı üzerine tarh olunacağı, 41. maddesinde; mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların katma değer beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın 25. günü akşamına kadar ilgili Vergi Dairesi'ne vermekle yükümlü oldukları hükme bağlandığı, öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesinde kaçakçılık cezasının, madde metninde 9 bent halinde sayılan hallerden biriyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi, aynı Yasa'nın 341. maddesinde de vergi ziyaının, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerim zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlandığı, bu hükümlere göre, yasada öngörülen diğer koşullar yanında kaçakçılık cezasının kesilmesini gerektiren vergi ziyaı için verginin zamanında tahakkuk ettirilmesi ya da eksik tahakuk ettirilmesinin yeterli olduğu, ancak, vergi kanunlarının nihai amacının, vergi olarak belli bir miktar paranın tahsil edilerek devlet hazinesine girmesini sağlamak olduğu, vergi tahakkukunun ise, Vergi Kanunları ile güdülen bu amacı gerçekleştirmeye yönelik bir takım işlemleri içeren tahsilattan önce bir safha olduğu, bu safhanın, beyanname verme, verginin tarhı, tebliği ve dava açma gibi idari usul ve işlemlerden oluştuğu, işlemler sonucunda; ödenmesi gereken vergi miktarı ile yükümlünün borçluluk, idarenin alacaklılık şifalının kesinlik kazandığı, görüldüğü gibi tahakkuk safhasının amacının verginin tahsil edilebilir hale gelmesine olanak sağlamak olduğu, olayda, Temmuz 1985 dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesi yasal süre geçtikten bir gün sonra verilmiş olmakla beraber, sözü edilen beyanname muhteviyatı vergilerin yasal ödeme süresi içinde (02.0Q.1985 tarihinde) .....Bankası Şubesi vasıtası ile Vergi Dairesi'ne ödendiği hususunda yanlar arasında bir anlaşmazlık bulun * madiği, şu hale göre, bir gün gecikmeyle verilen beyanname ile beyan edilen vergi kanuni süre içinde devlet kasasına girmiş ve bu suretle tahakkukla güdülen nihai amaç gerçekleşmiş olduğundan ortada gerçek anlamda bir vergi kaybından (ziyaından) söz etmeye olanak bulunmadığı, ancak, davacı tarafından da kabul edildiği gibi, vergi beyannamesi yasal süre içinde verilmemekle, vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine uyulmadığından, davacı adına kesilmesi gereken cezanın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 352/1. maddesi uyarınca birinci derece usulsüzlük cezası olduğu gerekçesiyle kısmen kabulü suretiyle kaçakçılık cezasının birinci usulsüzlük cezası na çevrilmesi yolundaki Vergi Mahkemesi kararının; Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinde mükellef veya vergi sorumlusunun vergilendirmeyle ilgili ödevlerin! zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmesi veya eksik tahakkuk ettirilmesinin vergi ziyaı olarak tanımlandığı, verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veyahut haksız ladenin geri alınmasının ceza uygulanmasında engel teşkil etmeyeceğinin açıkça belirtildiği, olayda kaçakçılık cezası kesilmesinin hem yasaya, hem de 1986/4 sıra no'lu Vergi Usul iç Genelgesi'ne uygun olduğu öne sürülerek bozulması isteminin reddine, kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.