|
|
|
Dairesi
Çiğit satışlarında indirim konusu yapılmayan verginin iade edileceği hk.
|
|
Karar No
1991/2936
|
|
Esas No
1987/4748
|
|
Karar Tarihi
20-11-1991
|
|
|
Danıştay Yedinci Daire
1. Çiğit satışlarında indirim konusu yapılmayan verginin iade edileceği hk. 2. Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan kanuni faizin kamu hukukunda yer alan vergilere uygulanma olanağı bulunmadığı hk. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ’indirim’ başlıklı 29. maddesinin 2. bendinde ’bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki 28. madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen sadece temel gıda maddeleri ile ilgili olup indirilmeyen vergi iade olunur’ denilmiştir. Aynı Kanun’un ’istisna edilmiş işlemlerde indirim’ başlıklı 32. maddesinde ise ’bu Kanun’un 11, 13, 14 ve 15 maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilmeyen, katma değer vergisi Maliye Bakanlığı’nca tesbit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur hükmü yer almıştır. Yukarıda açıklanan maddeler hükümlerinden anlaşılacağı üzere, katma değer vergisinde eğer indirimler nedeniyle bir fark var ise; bu farkın bir sonraki döneme devri asıl ilke olup, temel gıda maddeleri kapsamına giren işler dışında mahsup ve iadeye imkan tanınmamıştır. Dosyanın incelenmesinden; yükümlü adi ortaklığın, kutlu pamuk satın alıp çırçırlamaya tabi tuttuğu ve bu faaliyetten elde edilen çırçırlanmış (saf) pamuğunve çiğitin satışı ile uğraştığı anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde çırçırlama faaliyetinden elde edilen saf pamuğun satışından KDV tahsil edilerek indirim konusu yapılmasına karşın çiğitin temel gıda maddesi olması nedeniyle vergiden muaf olduğunu bu nedenle çiğit satışından KDV tahsil edilmeyeceğinden vergiye tabi kutlu alışları nedeniyle ödenen katma değer vergisinin çiğite isabet eden kısmında indirim yapılmadığım, bu satışlara isabet eden 50.887.885 liranın kanuni faizi île birlikte ladesi gerektiğim ileri sürmüştür. Çiğitin temel gıda maddesi ve vergisinin sıfır olduğunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. 3065 sayılı Kanun’un 29/2. maddesi uyarınca, çiğit satışlarında indirim konusu yapılamayan verginin iade edileceği kuşkusuzdur. Vergi Mahkemesi’nce kararda yazılı gerekçeyle idarenin menfi işleminin iptalinde ve çiğit satışlarına ait verginin iadesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoksa da, Vergi Mahkemesi’nce davanın görülmesi sırasında adi ortaklığın defter ve belgelerinin inceleme elemanınca incelenmekte olduğu ve çiğit satışlarıyla çiğite isabet eden katma değer vergisi yönünden inceleme yapılarak iadesi gereken verginin 24.764.685 lira, olması gerektiği sonucuna varıldığı, Vergi Dairesi’nin temyiz dilekçesi ekinde gönderilen inceleme raporundan anlaşılmakta, Vergi Mahkemesi’nce ise 50.887.885 liranın iadesine karar verilmiş bulunmaktadır. 19.08.1987 tarihli inceleme raporunun mahkemenin 29.05.1987 tarihli kararından sonra düzenlendiği, bu nedenle mahkemeye ibraz edilmediği, karar safhasında, bu belgenin dosyada bulunmaması nedeniyle mahkemenin dosyadaki bilgi ve belgeleri değerlendirerek karar verdiği anlaşılmakla ve bu nedenle kararın bu yönden kusurlandırılması gerekmemekte ise de, davada taraf olan idarenin söz konusu incelemenin gecikmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı gibi, davanın sonucunu etkileyici nitelikte olan söz konusu inceleme raporunun dikkate alınmamasınin vergide gerçekçilik ve hakkaniyet ilkelerine uygun düşmeyeceği sonucuna varıldığından temyiz safhasında ortaya konulan bu raporun mahkemece değeriendirilerek yeniden bir karar verilmesinde hukuki yarar görülmektedir. Kanuni faize gelince, gerek Vergi Kanunları’nda gerekse Vergi Usul Kanunu’nda Vergi Mahkemeleri’nce yükümlülere iadesine karar verilen vergilere yükümlü lehine kanuni faiz uygulanmasını öngören herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Borçlar Kanunu’nun 103 ve sonraki maddeleriyle Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan geri alma (istirdat) davalarıyla sair atacak davalarında kanuni faizce de hükmolunmasını öngören hükümlerin kamu hukuku alanında yer alan vergilere uygulanması olanağı yoktur. 2577 sayılı idare Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 6. fıkrasında yeralan; Vergi Mahkemesi kararlarının idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni faizi ödeneceğine ilişkin hüküm ise davadan sonraki safhaya ilişkin bulunmaktadır. Bu itibarla olayda, Vergi Mahkemesi’nce, iadesine karar verilen vergiye, hukuki dayanağı gösterilmeksizin, yalnız Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’ndaki faizlere ilişkin bulunan ve bu Kanunlardaki kanuni gecikme faizleri oranım % 30’a yükselten 3095 sayılı Kanun’da öngörülen bu oranın uygulanmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|