Danıştay Üçüncü Daire
Pasifte karşılık ayrılmaması halinde şüpheli alacak karzararın hesabında gözönüne alınamaz. Davacı şirketin 1988 takvim yılı hesaplarının incelenmesi sonucu şirketin 'emtia' ve 'stok emtia' hesaplarında yaptığı hatalı muhasebe kayıtları nedeniyle emtia gayrisafi karım ve dolayısıyla kurum kazancım azalttığı iddiasıyla bulunan matrah farkı üzerinden adına re'sen salınan kurumlar vergisiyle kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı, mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, 31.12.1988 gün ve 1360 yevmiye maddesi ile emtia hesabına borç yazılan 578.218.172 liranın emtia hareketiyle ilgili olmadığı, emtia maliyetinde yer almaması gerektiği belirtilerek sonuçta gayrisafi karın 434.253.323 lira, kurum kazancının da 183.083.662 lira olduğunun hesaplandığı, aynı raporda defter kayıtları üzerinde gerek alacağın şüpheli hale gelmesi ve gerekse karşılık ayrılmaya ilişkin muhasebe kaydı yer almıyorsa bunlar için karşılık ayrılamayacağı ve karzarar hesabına intikal ettirilmeyeceğinin belirtildiği, davacı tarafından bilirkişi raporuna yapılan itirazda dava icra aşamasındaki alacakların şüpheli alacak olduğu, bunların karşılık ayrılmak suretiyle zaar yazılacağı, buna rağmen bu zararın kurum kazancından düşülmediği iddia edilmekteyse de, olayda Vergi Usul Kanunu'nun ne 323. maddesinde ne de 322. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından 247.982.680 liranın dönem karından düşülmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının hesaplanan matrah farkına göre kar oranının toptan satışlarda % 43.32 parekende satışlarda % 20 olarak hesaplandığı, oysa bu oranların ..... Ticaret Odası yazışma göre toptan satışlardan % 812 olması gerektiği 247.982.680 liralık şüpheli alacağın incelenmeden reddedildiği, sözkonusu alacağın emtia satışından doğup, icra safhasında olduğu, kesilen kaçakçılık cezasının da terkini gerektiği ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oyçokluğuyla karar verildi.