Danıştay Yedinci Daire
Yükümlüye emtia satan kişilerden birisinin adresinde ulunmadığı ve vergi mükellefiyetini de yerine getirmediği; diğerinin ise, işçi olup hiç kimseye fatura vermediği; bir başkasının da, bastırdığı faturaları menfaat karşılığı sattığı hususlarının tesbiti halinde, söz konusu faturaları gerçek kabul edilmez. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 10. maddesinin (a) bendinde mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması vergiyi doğuran olay kapsamında. sayılmış, Kanunun 29. maddesinin (a) bendinde de, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisin! indirebilecekleri hükme bağlanmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (b) bendinde belirtildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanunu'nun yukarda sözü edilen 29. maddesinde belirtilen vergi indiriminden yararlanabilmelerinin önşartı kendilerine yapılan teslim ve hizmetlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması bir başka anlatımla yükümlü tarafından vergi indirimine konu teşkil eden mallar için gerçekte katma değer vergisi ödenmiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konusu edilmeyeceği cihetle indirime dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması anlaşmazlığı? çözümü bakımından önem arz etmektedir. , , Yükümlünün 1986 Ekim döneminde pamuk alımında bulunduğu A.B., H.G., A.O. nezdinde yapılan karşıt incelemeleri içeren 1986 yılma ilişkin vergi inceleme raporu ve ekli tutanakların incelenmesinden, A.B.'nin işe başladığı tarihten itibaren Aralık 1986 tarihine kadar 16 cilt satış faturası düzenlediği halde hiçbir vergi mükellefiyetini yerine getirmediğini gibi, bildirdiği adreslerin hiçbirinde bulunmadığı ve tanınmadığı, H.G.'nin bir ayakkabı imalatçısının yanında işçi olarak çalıştığı, ayakkabı pazarlama işini yapmak üzere tanımadığı bir kişi tarafından vergi mükellefiyetinin tesis ettirildiği, bir daha o kişiyi görmediği, hiç kimseye fatura vermediği, A.O.'nun ise, işçi olup hiç bir şekilde zirai ürün alım satımı yapmadığı, bastırdığı faturaları onbin, yirmibin lira karşılığında sattığının tesbiti olduğu anlaşılmıştır. Yapılan inceleme ve tesbitler karşısında, yükümlünün kayıtlarında görülen pamuk alışlarının gerçeği yansıtmadığı, dolayısıyla bu kişilerden yapıldığı gösterilen pamuk alışlarının gerçekte mustahsildan yapıldığı sonuç ve kanaatine varılmakla, mahkemece naylon fatura yönünden yazılı gerekçe ile tesis edilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile yükümlünün diğer iddiaları da dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi.