Dairesi
Ayrılan ortağa kollektif şirket tarafından ödenen kar payının yeni ortak tarafından beyan edildiğinin anlaşıldığı durumlarda edildiği ayrıca vergilendirilmesi mükerrerlik olacaktır.
Karar No
1991/2467
Esas No
1989/2851
Karar Tarihi
02-10-1991

Danıştay Üçüncü Daire 

1 Ayrılan ortağa kollektif şirket tarafından ödenen kar payının yeni ortak tarafından beyan edildiğinin anlaşıldığı durumlarda edildiği ayrıca vergilendirilmesi mükerrerlik olacaktır. 2 Başka hesaba nakledilen yeniden değerleme fonu işletmeden çekilmiş sayılmayacaktır. 3 Boş çuvalların kıymetten düştükleri kabul olunamayacağından, emsal bedelle değil maliyet bedeli île değerlendirilmeleri gerekir. Kollektif şirketin %33 payla ortağı ........'nün şirketteki hissesini 1.4.1987 tarihinde diğer ortak ........ 'na satarak ortaklıkdan ayrıldığı; şirketin 1.1.1987 31.3.1987 dönemine ilişkin olarak çıkarılan kist bilanço ve karzarar cetveline göre bu dönemde oluşan 13.238.417 lira tutarındaki kardan ortaklıkdan ayrılan ortağın hissesine isabet eden 4.368.678 liranın kendisine ödendiği, ödenen bu kar payının ayrılan ortak tarafından 1987 yılı beyannamesine dahil edilerek beyan edildiği, şirket tarafından ayrılan ortağa ödenen kar payının kayıtlarına gider olarak yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Kollektif şirketlerde ortak değişikliğinin, ortak sayısındaki azalma veya artışın hesap dönemine etkisi olmaması ve kar payı olarak ödenen miktarın gider olarak kayıtlara yansımaması gerekmekte ise de; hissesini satan ortağın ortaklıktan ayrıldığı tarihe kadar oluşan kardan dönem sona ermeden aldığı kar payı işletmeden çekilen diğer hükmünde olmadığından, yıl içinde ödenen kar payı gider olarak dikkate alınmadan kollektif şirketin dönem sonunda hesaplanan toplam karının dağıtılması sırasında, ortaklıkdan ayrılan ortağa ödenen karın tenzilinden sonra kalan karın diğer ortaklar arasında paylaştırılması söz konuşu olduğundan; kaldı ki, ayrılan ortağa ödenen kar payı bu ortak tarafından beyan edilerek vergisi ödendiğinden; matraha eklenmesi durumunda dönem sonundaki diğer ortaklar tarafından tekrar beyan edilmesi sonucunu doğuracağı cihetle matrah farkı olarak değerlendirilmesi yerinde değildir. Bu kalemden saptanan miktarın dönem matrahından tenzili gerekirken, vergi mahkemesince bu kısma ilişkin davanın reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Öte yandan sermayeye eklenen Yeniden Değerleme Fonu'nun matrah farkı olarak alınması hususuna gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3332 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle mükerrer 298. madde olarak değiştirilen Geçici 11. maddesinin 4/a fıkrasında; 'Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri (Kollektif, adi komandit ve adi şirketler dahil) bilançolarım yeniden değerlemeleri halinde, değer artışım pasifte özel bir fon hesabında tutarlar ve iktisadi kıymetlerin değerlemeden önceki değerleri üzerinden amortisman ayırmaya devam ederler.' hükmü yer almış, aynı maddenin 7. bendinde de; 'Değer artış fonu, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemin yapıldığı dönemin kazancı sayılarak vergiye tabi tutulur.' hükmüne yer verilmiştir. Olayda; şirketin 31.12.1986 tarihli bilançosu'nun pasifinde yer alan 5.115.030 lira tutarındaki Yeniden Değerleme Fonu'nun 31.3.1987 tarihli yevmiye maddesi ile sermayeye eklenmesinin yeniden değerleme fonunun başka bir hesaba nakledilmesi olarak kabul edilmesi sonucu bu miktarın dönem matrahına eklendiği anlaşılmaktadır. Kollektif şirketin yeniden değerleme fonunu sermayeye eklemesinin işletmeden çekme veya işletmenin tasarrufta bulunamayacak anlamım taşıyacak şekilde; üçüncü kişiler veya ortaklar cari hesabına geçirilmesi olduğuna göre; sermayeye eklenen yeniden değerleme fonunun ortakların cari hesabına geçtiği ve üçüncü kişilere ait başka bir cari hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği söylenemeyeceğinden; bu kalemden saptanan matrah farkının dönem matrahına eklenmesinde yasal isabet görülmemiştir. işletmede yıl boyunca devamlı olarak satın alınıp kullanılan ve tedavülde olan boş çuvalların dönem sonunda stokta kalan miktarın fiili maliyetlerini saptamanın olanaksız olması nedeniyle ortalama maliyetle değerlemesi gerekir. Vergi Mahkemesi'nce, boş çuvalların aşınma, yıpranma, nem ve haşereler nedeniyle her an kullanılamaz hali gelmeleri, kıymetlerinin sıfırlaşmaya yönelik olması nedeniyle yükümlüce beyan edilen değer gerçek fiili değer kabul edilmiş ise de; kıymeti düşen malların değerlemesine ilişkin hükümler Vergi Usul Kanunu'nun 278. maddesinde gösterilmiştir. Boş çuvalların kıymetinin düştüğü yolunda bir tesbit bulunmamaktadır. Mücerret bir düşünceyle, kıymetten düştüğü kabul edilerek yükümlüce fiili gerçek maliyetle değerlendirildiği kabul edilemeyeceğinden bu kalemden saptanan matrah farkının dönem matrahından tenzili yolunda verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu duruma göre dönem matrahına eklenmesi gereken matrah farkının 17.355.343 lira olması ve bu miktardan ortaklara isabet eden matrah farkı üzerinden salınan vergilere göre ceza kesilmesi yolundaki Vergi Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı