Danıştay Yedinci Daire
Tüzel kişiliği devam eden münfesih şirket adına tasfiye memurunun tasfiye dönemi için beyanneme verme zorunluluğu bulunduğu hk. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 3. bendinde, herhangi bir vergilendirme döneminde vergiye tabi işlemleri bulunmayan mükelleflerin de beyanname vermek mecburiyetinde olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 162. maddesinde ise; tasfiye ve iflas hallerinde, mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği, bu hallerde tasfiye memurlarının veya iflas dairesinin tasfiye ve iflas kararlarım, tasfiyenin veya iflasın kapandığım Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı bildirmeye mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Bu madde hükümlerinde de açıkça anlaşılacağı gibi, tüzel kişiliği devam eden münfesih şirket adına tasfiye memurunun tasfiye dönemi için beyanname verme zorunluluğu bulunmaktadır. Olayda tasfiye memurunun, ilgili dönem beyannamesi vermediği ve beyana çağrı yazışı üzerine boş beyanname verdiği anlaşıldığından 213 sayılı Kanun’un 30. maddesi uyarınca re’sen takdir yoluna gidilmesine ve aynı Kanunun 352/11 a maddesi gereğince iki kat usulsüzlük cezası kesilmesinde Kanuna aykırılık yoktur. Bu nedenle, tarhiyatın Vergi Mahkemesince kararda yazılı gerekçeyle kaldırılmasında ve bu kararın Bölge idare Mahkemesince onanmasında isabet bulunmadığından Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile ...... Bölge idare Mahkemesi karannın, 2577 sayılı Kanun’un 3622 sayılı Kanun’la değişik 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.