Danıştay Yedinci Daire
İçtihadı Birleştirme Kararının yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş bir vergiye ait ve ödenmiş bulunan gecikme faizinin iadesine ilişkin ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümü , hukuksal nitelik taşıdığından vergi hatası kapsamına girmez. Uyuşmazlık tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılan 1985 yılma ilişkin katma değer vergisine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112, maddesine göre tahakkuk ettirilip ödenen gecikme faizinin red ve iadesi istemiyle Maliye Bakanlığına şikayet yolu ile yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemine ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde vergi hatasının vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olduğu belirtilmiş, Kanun'un 117, maddesinde hesap hataları, 118. maddesinde ise vergilendirme hataları kapsamına giren hususlar düzenlenmiştir. Dava konusu olayda, tarhiyat öncesi uzlaşma sonucu tahakkuk ettirilen vergilere gecikme faizi uygulanıp uygulanamayacağı hususu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 118. maddesinin üçüncü bendinde "açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymetli evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması" olarak tanımlanan, mevzuda hataya girmediği gibi, yukarıda anılan maddelerde belirtilen diğer vergilendirme ve hesap hataları kapsamında da değildir. Diğer taraftan içtihadı Birleştirme Kararı, yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşerek ödenmiş vergi, gecikme zammı ve cezalarla gecikme faizlerine uygulanamaz. Zira 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 40. maddesinde, içtihatları Birleştirme Kurulu kararlarının gönderdikleri tarihten itibaren bir ay içinde yayınlanacağı ve bu kararlara Danıştay'ın, idare mahkemelerinin ve idarenin uymak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükümden, içtihatı Birleştirme Kurulu kararlarının Resmi Gazete'de yayınladığı tarihten itibaren hüküm ifade edeceği ve uygulanacağı sonucu çıkmaktadır. Aksine yorumun hazineye haksız olarak büyük mali külfetler getireceği ve mali idarede kargaşa yaratacağı, bu itibarla ilanından önce kesinleşmiş işlemlere uygulanmasının söz konusu edilemiyeceği kuşkusuzdur. Sonuç olarak, olayda, içtihadı Birleştirme Kararının yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş bir vergiye ait olup yine bu tarihten önce ödenmiş gecikme faizinin, bu gecikme faizini yürürlüğe koyan kanunun uygulanması nedeniyle idarece tahsil edilmek istenmesinden dolayı ortaya çıkan uyuşmazlığın çözümü hukuksal bir nitelik taşımakta olup, bu nedenle yukarıda anılan maddelerde yazılı hatalar kapsamında bulunmadığından ve sözü edilen içtihadı Birleştirme Kararlarının geriye yürütülmesinin mümkün olmaması nedenleriyle, idarece, düzeltme isteminin reddi suretiyle tesis olunan işlemde isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine oyçokluğu ile karar verildi.