Danıştay Dördüncü Daire
Davacının, özel usulsüzlük cezalarının uzlaşma kapsamı dışında kaldığım, uzlaşma görüşmesi sonunda düzenlenen tutanağa imzalamasıyla öğrenmiş olacağından Vergi Mahkemesi'ne başvuruda bu tarihin esas alınması gerekir. Uyuşmazlık; Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen iki ayrı özel usulsüzlük cezasından birinin mükerrer olması nedeniyle terkini ve ayrıca taleb edilmesine karşın söz konusu cezaların uzlaşma konusu yapılmayıp bu durumun yazılı olarak bildirilmemesinden dolayı anılan Kanun'un 376. maddesinde belirtilen indirimden yararlandırılmasına imkan sağlan' maşı gerektiği yolundaki düzeltme isteminin Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce reddi üzerine Maliye Bakanlığı'na yapılan şikayet başvurusunun reddine dair işlemin iptali isteminden ibarettir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. fıkrasında 232, 234, 235 ve 236. maddeler gereğince verilmesi ve alınması gereken fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzu vermeyen ve almayanlardan her birine bu belgelerde yazılması gereken meblağın yüzde üçü (çiftçiler için yüzde biri) oranında ve 5.000 liradan kesileceği, bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan söz konusu özel usulsüzlükler için kesilen cezalar toplamının ise 2.500.000 lirayı geçemiyeceği hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı adına bir kısım alışları için Vergi Usul Kanunu'nun 232. maddesine göre fatura düzenlememekten dolayı 2.500.000 lira, müstahsilden yaptığı bazı alışlarla ilgili olarak yine aynı Kanun'un 235. maddesi uyarınca müstahsil makbuzu tanzim etmeme fiili nedeniyle de 2.500.000 lira tutarında özel usulsüzlük cezası kesildiği anlaşılmıştır. Bu cezaların, Vergi Usul Kanunu'nun yukarıda metnine değinilen 353/1. maddesi uyarınca her bir belge nevi itibariyle ve bir takvim yılı içinde uygulanabilecek azami tutar dikkate alınarak kesilmiş olması nedeniyle ortada mükerrer bir uygulamanın varlığından söz etmek mümkün değildir. Özel usulsüzlük cezaları, Vergi Usul Kanunu'nun 336. maddesinde belirtilen ve cezayı gerektiren tek bir fiil nedeniyle kesilmesi gerekli olan kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezaları ile birlikte mukayesesi icabeden usulsüzlük cezalarından olmaması dolayısıyla davacının, bu yöndeki iddiası da yerinde görülmemiştir. Dava dilekçesinde ayrıca, yapılan cezalı tarhiyatla birlikte uzlaşma talebinde bulunulmasına karşın, kesilen özel usulsüzlük cezalarının idarece uzlaşma mevzuu yapılmadığı, bu konudaki taleplerine yazılı olarak ret cevabı verilmediği ve bunun sonucunda da Vergi Usul Kanunu'nun o cezalarda indirimle ilgili 376. maddesi hükmünden yararlanma imkanının ortadan kaldırıldığı ileri sürülerek bu durumun dikkate alınması istenmektedir. Davacının, en geç uzlaşma görüşmesi sonunda düzenlenen tutanağın imzalanmasıyla özel usulsüzlük cezalarının uzlaşma kapsamı dışında kaldığım öğrenmiş olduğunun kabulü gerekir. Bu konudaki uzlaşma talebi üzerine uzlaşmanın vaki olmadığının düşünülmesi ve dava açma süresi içinde Vergi Usul Kanunu'nun 376. maddesi hükmünden yararlanmak üzere Vergi Dairesi'ne başvurması gerekirdi. Süresi içinde yapılmamış olması karşısında, kendisine yazılı bildirimde bulunulmadığından söz edilerek, vaki düzeltme isteminin reddinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın reddine karar verildi.