Dairesi
Zeytin sıkma karşılığı sıkma ücreti olarak alınan ve sınai ürün olan prinanın emsal bedeli üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılamaz.
Karar No
1991/2087
Esas No
1989/2594
Karar Tarihi
12-06-1991

Danıştay Üçüncü Daire 

 Zeytin sıkma karşılığı sıkma ücreti olarak alınan ve sınai ürün olan prinanın emsal bedeli üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılamaz. Uyuşmazlık, üreticilerin ham olarak fabrikaya getirdikleri zeytinin yağının çıkarılması karşılığında, fabrika sahibine bırakılan prinaların zirai ürün olarak kabulü ile emsal bedeli üzerinden re’sen salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır. Vergi tevkifatını düzenleyen 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 13. bendinde; çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerin vergi tevkifatına tabi tutulacağı öngörülmüş, aynı Kanun’un 52. maddesinde, arazide deniz, göl ve nehirlerde, ekimi, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya sair şekilde faydalanılmasını zirai faaliyet, bu faaliyetten doğan kazancı da zirai kazanç olarak tanımlanmıştır. Olayda, fason olarak zeytinyağı üretimi yapan davacı şirketin fabrikasında üreticiler ait ham zeytinlerin sıkılarak yağının çıkarıldığı, bu işlem karşılığında bir kısım üreticilerin ücreti nakit olarak ya da nakit yerine prina olarak ödedikleri anlaşılmıştır. Ham zeytinin bir takım kimyasal reaksiyonlardan geçirilerek zeytinyağı ve zeytin artığı prina olarak ayrıştırıldığı, bu işlem sonucu zirai ürün ham zeytinin sınai ürün olan zeytinyağı ve prinaya dönüştüğü, elde edilen sınai ürünün tamamının yine üreticiye ait bulunduğu, fabrika sahibine sıkma karşılığı bırakılan prinanın zirai ürün olarak, yukarıda anılan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 52. maddesindeki tanımdan hareketle kabulü mümkün olmadığı gibi, aynı Kanun’un 94. maddesinin 13. bendi uyarınca stopaj vergi tevkifatına tabi tutulması da mümkün değildir. Bu nedenle davacı île üreticiler arasındaki ilişkinini zirai ürün satışı olarak nitelendirilmesi suretiyle davacı adına yapılan tarhiyatta kanuna uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı