Danıştay Dördüncü Daire
Kanunda öngörülen şartların mevcut olduğu açık ve somut biçimde ortaya konulmadıkça, re'sen tarh yoluna gidilmesinde isabet yoktur. Yükümlü vekili tarafından düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddiaların yerinde görülmesi nedeniyle Dairemiz kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra, Vergi Mahkemesi kararının taraflarca yöneltilen temyiz istemleri yeniden incelendi: Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Yükümlü temyiz istemine gelince; dosyanın incelenmesinden canlı büyükbaş hayvan satın alarak ............. Belediyesi Veterinerlerinin gözetiminde kendi kesim hanesinde kesim yaparak elde edilen kemikli et, sakatat ve derilerin toptan satışım yapan yükümlünün, canlı hayvanların alımında düzenlenen müstahsil makbuzları ile faturalarda, satın alınan büyükbaş hayvanların adet olarak gösterilip ağırlıklarının kg olarak belirtilmediğine ilişkin tesbit üzeine, adet olarak yapılan alımların kg olarak karşılığım saptayabilmek amacıyla yapılan randıman incelemesi sonucunda kayıt ve beyan dışı satışının bulunduğunun belirlendiği, bunun ise yükümlünün ilgili dönem defter ve belgelerinin ihticaca salih olmadığım gösterdiği kabul edilmek suretiyle ve randıman yolu ile saptanan matran farkı üzerinden kaçakçılık cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin birinci fıkrasında re'sen vergi tarhı, "vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tesbitine imkan bulunamayan hallerde, takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yet kili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır." denilmek suretiyle tanımlanmış, ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde ise, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermemesi halinde maddi delillerin bulunmadığının kabul edileceği belirtilmiştir. Bu hükümler uyarınca re'sen vergi tarhı yoluna gidilebilmesi için öncelikle yasada öngörülen şartların mevcut olduğunun açık ve somut biçimde ortaya konulması zorunludur. Ancak bu şartların mevcudiyetinin varlığı tahmin veya kanaatle değil, inandırıcı ve hukuken geçerli delillerle ortaya konulduktan sonra, matrahın gerçek veya gerçeğe en yakın biçimde tesbiti yoluna gidilmesi gerekir ki yasanın re'sen tarh usulünden amaçladığı da budur. Yoksa tahmin ve kanaatle yapılan hesaplamalarla varılan sonuçlardan hareketle, olayda re'sen takdir nedenlerinin bulunduğunun kabulü mümkün değildir. Uyuşmazlık konuşu olayda da, yükümlünün satın aldığı canlı büyükbaş hayvanların alımı için düzenlenmiş belgelerde, alımı yapılan hayvanların adet olarak gösterilip kg olarak ağırlıklarının belirtilmemiş olduğundan hareketle yapılan randıman incelemesiyle ulaşılan sonuçların, defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığım gösterdiği kabul edilemez. Çünkü Gelir Vergisi Kanunu'nda randıman hesabından hareketle matrah tesbitine olanak tanıyan bir hüküm yer almadığından, usulüne ve kanuna uygun olarak re'sen takdir nedenlerinin varlığı açık ve kesin olarak saptanmadıkça yalnızca imalde kullanılan hammadde randımanından hareketle bir matrah tesbitine imkan yoktur. Bu sebeple, olayda; re'sen takdir nedeninin varlığı sabit bulunmadığından, davanın bu yönden incelenerek bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.