|
Dairesi
Fiilî envanter sonucu çıkan müsbet fark, kayıt dışı alım satımdan kaynaklanan vergisi ödenmemiş kazancın yıl içinde belgesiz olarak emtiaya dönüştürüldüğünü gösterir.
|
|
Karar No
1991/2026
|
|
Esas No
1989/2916
|
|
Karar Tarihi
05-06-1991
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
Fiilî envanter sonucu çıkan müsbet fark, kayıt dışı alım satımdan kaynaklanan vergisi ödenmemiş kazancın yıl içinde belgesiz olarak emtiaya dönüştürüldüğünü gösterir. Vergi Usul Kanunu’nun 186. maddesine göre, envanter çıkarmak, bilanço gününde işletmeye dahil mevcutları, alacakları ve borçtan saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir. Envanter işletme bünyesi içinde yapılan fiili bir tespit ve bu tespite dayanılarak yapılan bir değerleme olduğundan işletme için mevcut, alacak ve borçların tespiti kesin olarak yapılır. Envanter bilanço günü itibariyle çıkarılacağı cihetle bilanço gününde yeniden işe başlamada işe başlandığı, daha sonraki yıllarda işe her hesap döneminin sonuncu günü olduğundan envanterin hesap döneminin son günü çıkarılması gerekir. Fiili tespitin kaydî sonuçlara uymaması halinde işe fiili envanter fazlası emtianın bu tespitin yapıldığı yıl içinde belgesiz mal alış satışlarından sağlanan vergisi ödenmemiş kazancın yıl içinde belgesiz olarak emtiaya dönüştürülmüş olduğunun kabulü gerekir. Dönem başındaki devreden emtia miktarı ile yıl içindeki emtia alış ve satışları île yıl sonundaki emtia miktarı yükümlünün defter kayıtlarından bu kayıtların dayandığı alış ve satış belgelerinden çıkarıldığına göre 1986 kaydı envanterinde bir dengesizlik çıkmıyacağı ve fiilî envanter tespiti sonucu bulunan kaydı envanter farkı belgesiz emtianın emtia hesabına maliyet bedeliyle giriş kaydı yapılması halinde de matrah farkı kalmayacağı tabii olup bu durum matrah farkının fiktif muhasebe dengesi ile ortadan kaldırılması dolayısıyla gerçeşi yansıtmayan defter kayıtlarına meşruiyet kazandırılması sonucunu doğurur. Kaldı ki Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlarda dahi yıl sonu envanter farkı olduğu saptanmış bulunmaktadır. Öte yandan, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun «bilirkişi» ile ilgili 275, 286. maddelerinde, mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı, bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda noksan ve müphem görülen hususlar varsa hakimin ve tarafların bilirkişiye yeniden sorular sorarak ek açıklama yapılması yolunda izahat isteyebilecekleri, hakimin ’lüzum görürse aynı bilirkişiye veya yeniden tayin edeceği bir bilirkişiye yeniden inceleme yaptırabileceği, bilirkişinin rey ve mütalaalarının hakimi bağlamayacağı açıklanmış bulunmaktadır. Bilindiği üzere bilirkişilik müessesesi ile hakime, uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan özel ve teknik bilgilerin sağlanması amaçlanmıştır. Hakimin bilirkişi raporunda yazıtı olan bilgi ve açıklamalardan anlaşmazlığın çözümünü sağlayacak ölçüde bilgi sahibi olmadığı ve bu konuyu bu bilgilerle çözümleyemediği hallerde aynı bilirkişiden ek rapor istemesi, ya da yeni bir bilirkişi incelemesine gitmesi, şayet çözümleyebiliyorsa bilirkişi raporundaki sonucun aksine karar verilirken bunun nedenlerim bilirkişi raporunda belirtilen hususlara niçin katılmadığım somut olarak ortaya koyması gerekmektedir. Olayda işe, mükellefin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilerek aynı bilirkişiye iki kez incelettirmek suretiyle alınan raporlara rağmen bu raporların neden kabul edilmediği hususunun değerlendirilip tartışması yapılmadan incelemenin eksik yapıldığı ve soyut iddialara dayandığı kabul edilerek karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi karannın bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.
|
|