Danıştay Dokuzuncu Daire
213 sayılı Kanun'un 3239 sayılı Kanun'la değişik 112. maddesinde, gecikme faizinin ikmalen, re'sen ve idareci yapılan tarhiyatlarda uygulanması öngörüldüğünden, yasal sürede verilen harç beyannamesinde bildirilen değer üzerinden yapılan tahakkuka anılan hüküm karşısında gecikme faizi uygulanması mümkün değildir. Dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından inşa edilen fabrika binası nedeniyle 492 sayılı Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin 13/a bendi gereğince gerekli harcın tahsili için 16.1.1989 tarihinde verilen tapu harcı beyannamesi üzerine, idarece 3505 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesinin (c) bendi gereğince uygulanan muafiyetin kaldırılarak 9.10.1989 gün ve 5/1 sayılı ihbarname ile istenilen ve harç beyannamesinde bildirilen emlak vergi değeri üzerinden hesaplanan 64.460.640 lira tapu harcının 18.12.1989 tarihinde ödendiği daha sonra harç beyannamesinin verildiği 16.1.1989 tarihinden, harcın ödendiği 18.12.1989 tarihine kadar geçen dönem için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3239 sayılı Kanunla değişik 112. maddesi gereğince hesaplanan gecikme faizi için şirket adına 21.12.1989 gün ve 1989/13 sayılı ödeme emri düzenlendiği, ödeme emriyle istenilen gecikme faizinin 30.12:1989 tarihinde ihtirazi kayıtla ödenmesinden sonra yükümlü şirketçe, tahsil edilen 57.369.970 liralık gecikme faizinin yasal temerrüt faizi ile birlikte iadesi istemiyle düzeltme şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. 213 sayılı Kanunun 3239 sayılı Kanunla değişik 112. maddesinde, ikmalen re'sen ve idarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilerle, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına ve uzlaşılan vergilerde uzlaşılan vergi miktarına, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren 'gecikme faizi' uygulanması öngörülmüştiir. Olayda, ikmalen, re'sen ve idarece yapılmış bir tarhiyat söz konusu olmayıp, yükümlü şirketçe yasal sürede verilen harç beyannamesinde bildirilen değer üzerinden yapılmış tahakkuk söz konusu olduğundan, anılan yasa hükmü karşısında gecikme faizi uygulanmasında yasaya uyarlık bulunmamaktadır. Kanunî faiz istemine gelince; Yükümlü şirket, ödeme emriyle tahsil edilen gecikme faizi nedeniyle tahsil tarihinden iade edileceği tarihe kadar geçen süre için kanunî faiz uygulanmasın) istemekte ise de; vergi alacağının kanunsuzluğundan bahisle dava açılması ve davanın kabul edilmesi durumunda kanunî faiz talebi 2577 sayılı idarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin son fıkrasına göre, mahkeme karannın geç infaz edilmesi halinde mümkün olup, kamu alacağının kanunsuz olması halinde tahsil tarihinden itibaren mükellef lehine kanunî faiz işleyeceğine dair bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Maliye Bakanlığının haksız tahsil edilen gecikme faizinin iadesi isteminin reddine ilişkin 19,6.1990 gün ve 58513 sayılı işleminin iptaline, yükümlü şirketin kanunî faiz isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.