Danıştay Dördüncü Daire
Şüpheli hale gelen alacak için şartların tamam olduğu dönemin değerleme gününde karşılık ayrılmamış elması, sonraki dönemde şartların devamı halinde karşılık ayrılmasına engel değildir. Uyuşmazlık; yükümlü şirketin 1983 takvim yılında alacağı olan 2.525.000 lirası için icra takibine girişilip tahsil edilmemesi sonucu, 1985 takvim yılında karşılık ayrılmasının yasal olup olmadığına ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 323. maddesinin birinci fıkrasında 2455 sayılı Kanun ile değişik 1 numaralı bendinde, dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla 2 numaralı bendinde ise yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine karşın, borçlu tarafından ödenmemiş bulunan alacakların şüpheli alacak sayılacağı, 2. fıkrasında da şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği ifade edilmiştir. Anılan Kanun maddesinde alacağın şüpheli hale geldiği tarihte karşılık ayrılmasını zorunlu kılan bir hüküm yer almamıştır. Önemli olan alacağın maddede gösterilen niteliklere sahip olup olmadığı hususudur. Dönemin değişmesiyle alacağın şüpheli olma niteliğim' kaybettiği kabul edilmeyeceği gibi, alacağın şüpheli hale geldiği dönemin geçirilmesi halinde, yeni değerleme günlerinde de tasarruf değerini muhafaza edecek olan alacak için karşılık ayırma imkanının ortadan kalkacağının kabulü, kanunda öngörülmeyen bir nedenle kanunla tanınan bir hakkın da bertaraf edilmesi anlamına gelecektir. Kayıtlarda alacak olarak görülen meblağın icra takibine konu edildiği de kuşkusuz bulunduğuna göre, şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılmamış olması nedeniyle, müteakip dönemin değerleme gününün tasarruf değerine göre şüpheli alacak olarak kabul edilmemesine isabet görülememiştir. Bu nedenlerle dayanağı bulunmayan Vergi Dairesi temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin kabulüyle tarhiyatın kaldırılması gerekirken kısmen onanması yerinde görülmediğinden Vergi Mahkemesi karannın bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.