|
Dairesi
Müstahsilden alındığı halde mükelleflerden alınmış gibi gösterilmek üzere paravan firma ve kişilere fatura düzenlettirilmesi halinde, bu faturalarda gösterilen KDV’nin indirilmesi mümkün değildir.
|
|
Karar No
1991/1336
|
|
Esas No
1990/1369
|
|
Karar Tarihi
02-04-1991
|
|
|
Danıştay Yedinci Daire
Müstahsilden alındığı halde mükelleflerden alınmış gibi gösterilmek üzere paravan firma ve kişilere fatura düzenlettirilmesi halinde, bu faturalarda gösterilen KDV’nin indirilmesi mümkün değildir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ihracat istisnası başlığım taşıyan 11. maddesinin 1a bendinde ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler vergi istisnası kapsamında sayılmış, Kanun’un 32. maddesinde ise bu Kanun’un 11, 13, 14 ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin Maliye Bakanlığınca tesbit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı, aynı Kanun’un 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, vergisi indirim konusu yapılabilecek işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen • katma değer vergisini gerçekten ödemiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer vergisi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konusu edilemeyeceği cihetle vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir. Düzenlenen bir faturanın da, gerçek dışı (naylon) olup olmadığının saptanması ise, bu faturanın düzenlenmesine tekaddüm eden alımsatım kademelerinde bütün işlemlerin incelenmesine bağlıdır. Olayda mükellef şirketin ihtilaflı Ocak 1985 döneminde indirim konusu yaptığı 110.538 lira katma değer vergisine ilişkin olarak malları satın aldığı 0.5 nezdinde yapılan incelemede, adı geçenin, alıp sattığı pamuklar bazen hiç görmediğini, satıcıları tanımadığım, pamuk alış faturalarının kimler tarafından kesildiğini bilmediğini, malı sattıktan sonra bedelini taksit taksit ödediğini, kendisinden mal almak isteyen fabrikatörlerle Kg basma 1.2 lira olarak anlaştığını, mal alanların neden kendilerinin doğrudan doğruya satın almayıp kar vererek kendisini araya soktuklarım anlamadığım, faturaların mal aldığı kişilere ait olup olmadığım bilmediğini ifade etmesi, bir işyeri bulunmadığı gibi kendisine fatura kesenlerden C.G ile M.D.’nin sahte fatura kesen şahıslar olduğunun saptanması karşısında, bu şahıstan yapılan alımın gerçek olmayıp müstahsillerden alınan emtiaya fatura temin ederek bu faturada gösterilen katma değer vergisini de indirim konusu yapmak amacım taşıyan bir alım olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından bu şahsın düzenlediği faturanın doğruluğunun ve gösterilen katma değer vergisi ödediğinin kabulü mümkün değildir. Yükümlü vekilinin, inceleme elemanı tarafından sahte fatura verdikleri tesbit edilenlerden sadece üçü yönünden mahkemece aynı sonuca varıldığım ancak Danıştay Dördüncü Dairesi’nce bu kişilerden alınan faturaların da sahte olmadığı görüşüyle uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin gelir stopaj vergilerinin kaldırıldığı, anılan daire kararlarının da dayandığı gibi, söz konusu üç kişiden yapılan alımların miktar itibariyle yıllık toplam alımları içinde çok küçük bir tutarı teşkil ettiği şeklinde anılan daire kararlarım da ibraz suretiyle duruşmada öne sürdüğü iddialar da gerçeği yansıtmayan faturalardaki tutarım yıl içinde toplam 332.673.240 lira gibi bir meblağa ulaşması karşısında geçerli değildir. Bu durumda, yükümlü şirketin O.S.’den aldığı faturada gösterilen 110.538 liranın indirime tabi tutulması mümkün olmayıp, bilirkişice yapılan hesaplamada bu meblağın 12.556 lirası dikkate alınmış bulunduğundan mahkemece kalan 97.982 lira verginin kaçakçılık cezalı olarak onanması gerekirken terkininde hukuki isabet bulunmamaktadır. Öte yandan mahkeme karacının, dönem sonu mal stoklarına isabet edip indirim konusu yapılması gerekirken iade edilen katma değer vergisi yönünden bilirkişi raporunda belirtilen miktar dikkate alınmak suretiyle onanması yolundaki bölümü, dairemizce de aynı neden ve gerekçelerle uygun görülmüş olup, Vergi Dairesi’nce de aynı neden ve gerekçelerle uygun görülmüş olup, Vergi Dairesi’nce kararın bu bölümünün bozulmasına yönelik iddialar yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin reddine, Vergi Dairesi temyiz isteminin kısmen kabulüyle, mahkeme kararının O.Ş.’dan yapılan alıma ait faturada görülen katma değer vergisinin 97.982 liralık bölümü yönünden bozulmasına oyçokluğuyla karar verildi.
|
|