Dairesi
İmar planı değişikliği ve Taşınmaz Kültür ve Tabiat varlıklarım Koruma Yüksek Kurulu Kararı nedeniyle tasarrufu kısıtlanan taşınmaz için ödenen vergide hata bulunduğu iddiası vergi düzeltme istemine konu yapılabilecek olup bu konuda açılan davanın esasinin incelenmesi gerekir.
Karar No
1991/1
Esas No
1991/25
Karar Tarihi
15-11-1991

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 

İmar planı değişikliği ve Taşınmaz Kültür ve Tabiat varlıklarım Koruma Yüksek Kurulu Kararı nedeniyle tasarrufu kısıtlanan taşınmaz için ödenen vergide hata bulunduğu iddiası vergi düzeltme istemine konu yapılabilecek olup bu konuda açılan davanın esasinin incelenmesi gerekir. Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu'nun dosyada onaylı örneği bulunan 31.3.1984 günlü ve 234 sayılı Kararıyla Marmara Takım adalarının her birinin doğal ve tarihi özelliklere sahip olması nedeniyle bütünüyle SiT alanı olarak ilan edilmesi, en kısa sürede koruma amaçlı imar planının yapılması ve geçiş dönemi yapılanma koşullarının kurul üyelerinden oluşan bir komisyonca saptanmasının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının tesbit ve tescili, 2863 sayılı Yasanın 7. maddesinde düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 17. maddesi, bir alanın koruma kurulunca SIT olarak Haninin bu alandaki imar planı uygulamasını durduracağı, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartlarının belirleneceği, ilgili valilikler ve belediyelerin, anılan koruma amaçlı imar planım en geç bir yıl içinde kumla vermek zorunda olduklarım öngörmüştür. Kanunun 21. maddesinin üçüncü fıkrasında ise tapu kütüğüne 'korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır' kaydı konulmuş olan ve üzerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş parsellerin, her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu kurala bağlanmıştır. Kurum tarafından ödenmekle birlikte iadesi istenen vergilerin ait olduğu taşınmazların Büyükada'da bulunduğu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu'nun anılan kararı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan aynı taşınmazların, Adalar Belediye Encümeninin 22.8.1985 günlü kararı ile halk plajı, spor ve dinlenme tesisleri yapılmak amacıyla kamulaştırıldığı, Belediye Meclisince 23.9.1985 gününde yapılan imar planı değişikliğinin Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.12.1985 günlü kararıyla onaylandığı görülmektedir. 3194 sayılı imar Kanunu'nun 13. maddesinin ikinci fıkrasında, imar programına alınan alanlarda kamulaştırma yapılıncaya kadar Emlak Vergisi ödemesinin durdurulması, kamulaştırmanın yapılması halinde durdurma tarihi île kamulaştırma tarihi arasında tahakkuk edecek emlak vergisinin, kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenmesi kuralına yer verilmiştir. Emlak Vergisine tabi taşınmazların tasarrufunun Kısıtlanması halinde verginin ne şekilde ödeneceği ise 1319 sayılı Yasanın 30. maddesinde düzenlenmiş, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazi vergisinin kısıtlılığın devamı süresince 1/10 oranında tahsili, kısıtlamanın kaldırılması halinde, kaldırma tarihini izleyen bütçe yılından itibaren verginin, emlakin vergi değeri üzerinden alınması öngörülmüştür. Resmi Gazete'nin 17.11.1986 günlü 19284 sayısında yayımlanan 'Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik', gerek 1319 sayılı Kanun'un 30., gerekse 2863 sayılı Kanun'un uygulanması ile ilgili durumları belirlemiştir. Yönetmeliğin 4. maddesi, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu Kararıyla taşınmaz kültür ve tabiat varlığı olarak tescil ve ilan olunan arkeolojik ve doğal sit alanı, koruma alanı ve benzeri arsa ve arazi ile ticaret, san'atzanaat veya mesleki bir faaliyet icrası için yapılan, tesis maksadı dışında bir fonksiyon verilen veya bu amaçla kullanılanlar hariç tutularak ek ve değişikliklerine izin verilmeyen ya da koşullu izin verilen binaların tasarrufunun kısıtlanmış sayılacağım, bu hallerde kısıtlamanın, adı geçen kurul kararlarının veya koruma amaçlı imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yılın basından başlayarak, karar veya planın kaldırıldığı yılın sonuna dek devam edeceğini öngörmüştür. Vergisi uyuşmazlık doğuran taşınmazlar hakkındaki kamulaştırma ve plan değişikliği işlemlerine karşı Kurum tarafından idare mahkemesine başvurulduğu işlemlerin iptali yolundaki kararların; Danıştay Altıncı Dairesince de yasaya uygun bulunduğu, Kurumdan ihtilaflı vergilere ait tahsilatın bu konudaki kararların kesinleşmesinden sonra yapıldığı tartışmasızdır. Yukarıda açıklanan hükümlerden dolayı kısıtlılık halinin varlığı ya da vergiden bağışık tutulması gerektiği konusunu sonradan farkeden Kurumun, ödenen vergilerin kısmen ya da tamamen iadesi yolundaki düzeltme başvurusu davalı Belediye Başkanlığı tarafından incelenmiş, turizmi teşvik muaflığından beyannemeye bazı belgelerin eklenmediği; kısıtlılık halinden ise taşınmazları ticarî amaçla kullandıkları için yararlandırılmadıkları açıklamasıyla reddedilmiştir. Davacı Kuruma ait taşınmazlar hakkında gerek Belediye Başkanlığı gerek Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarım Koruma Yüksek Kurulu Başkanlığınca uygulanan işlemler, yukarıda değinilen Yönetmelikte de belirtildiği üzere taşınmazın kısıtlılık koşulları kapsamında değerlendirilmesini gerektirir görünmektedir. Vergi Usul Kanunu'nun 118. maddesinde tanımı yapılan mükellefiyette ve vergi mevzuunda hata bulunup bulunmadığı, anılan parsellerin Yüksek Kurul Kararı üzerine ne şekilde tescil ve ilan olunduğu ve kazandığı hukukî niteliğin belirlenmesi ile mümkündür. Belli nitelikleri taşıyan taşınmazların vergiden muaf olduğunu açıkça öngören 2863 sayılı Kanunun 21. maddesi karşısında, davacı Kurumdan hukuki durumunu başkaca belge ile kanıtlaması beklenemeyeceğinden, idarenin yaptığı vergilendirmenin vergilendirme hatalarından birinin varlığı nedeniyle sakatlanıp sakatlanmadığının yargı yerince araştırılması gerekmektedir. Bu nedenlerle, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların Vergi Usul Kanunu'nun 117 ve 118. maddesinde yazılı nitelikleri taşımadığından bahisle davanın reddine ilişkin Kararda yasaya uygunluk görülmediğinden temyiz isteminin kabulüne ve Danıştay Dokuzuncu Dairesinin K:1990/1468 sayılı Kararının; yukarıdaki araştırmaların sonucuna göre dava hakkında yeni bir karar verilmek üzere bozulmasına, yargılama giderleri yeniden verilecek kararda hüküm altına alınacağından bu konuda ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığına oyçokluğu ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı