Danıştay Dördüncü Daire
Şahsi mesai, ilmî veya mesleki bilgi ve uzmanlık unsurundan çok sermaye unsuru hakim olan diş protezciliği işi serbest meslek faaliyeti niteliğinde olmayıp, ticari bir faaliyettir. Hayat standardı esasına göre 1986 takvim yılı için salınan gelir vergisi île kesilen kusur cezasını; uyuşmazlığın, diş protezciliğinin serbest meslek faaliyeti mi, yoksa ticari faaliyet mi olduğu hususunun tespitine ilişkin bulunduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 65. maddesinde sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasının serbest meslek faaliyeti olduğu 37. maddesinde de, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazancın ticari kazanç sayıldığının ifade edildiği, diş protezciliği işinde şahsi mesai, ilmi veya mesleki bilgi ve uzmanlık unsurundan çok sermaye unsuru hakim olması ve yapılan işin imalat işi niteliğinde bulunması nedeniyle sözü edilen işin ticari nitelikte olduğunun kabulü gerektiği, ayrıca Gelir Vergisi Kanunu'nun 69. maddesinin 2361 sayılı Kanunun 48. maddesiyle değişik ikinci fıkrasında, diş protezcilerinin elde ettiği safi kazançların götürü usulde vergilendirmenin dışında tutulması, yukarıda yer alan açıklamalar karşısında bu tür kazançların mutlak olarak serbest meslek kazancı kapsamı içinde tutulmasın] gerektirmeyeceği, Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesinin birinci fıkrasına göre tam mükellefiyete tabi gerçek kişilerin iki grup halinde sayıldığı ve hayat standardı göstergelerinin bu iki grup mükellef için ayrı ayrı saptandığı, yükümlüye ticari kazanca ilişkin hayat standardı göstergesinin uygulanması ve de 1986 takvim yılı gelir vergisi beyannamesini bu miktara göre vermesinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle kaldırılan ........ Vergi Mahkemesi kararının; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2361 sayılı Kanunun 48. maddesiyle, değiştirilen aynı maddenin 2. fıkrasında diş protezcilerinin götürü usulde vergilendirildiğinin belirtilmesi karşısında gerçek usulde vergilendirileceğinin kendiliğinden ortaya çıktığından anılan işin serbest meslek faaliyeti olarak kabul etmek gerektiği ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.