Danıştay Dördüncü Daire
Türkiye'de kanuni ve iş merkezi bulunmayan işverenlerin, yanında çalışanlara ödedikleri ücretin istisnadan yararlanabilmesi, Türkiye'deki faaliyeti nedeniyle, işverenin doğrudan gelir sağlamadığı durumlarda mümkün olabilir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 23. maddesine 3239 sayılı Kanun'la eklenen ve 1.1.1986 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 14. bendinde kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi işverenlerin yanında çalıştırdıkları hizmet erbabına işverenin Türkiye dışından elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretlerin gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, Türkiye'de kanuni ve iş merkezi bulunmayan işverenlerin yanında çalışanlara ödedikleri ücretin istisnadan yararlanabilmesi, Türkiye'deki faaliyeti nedeniyle işverenin doğrudan gelir sağlamadığı hallerde mümkün olabilir. Olayda ise, personeline ödediği ücreti döviz olarak yurt dışından getirdiğini iddia ederek dava açan sorumlu Hava Yolları Şirketi, Türkiye'den dünyanın çeşitli ülkelerine uçak bileti satmakta ve kargo hizmeti karşılığı gelir elde etmektedir. Firmanın bu faaliyeti, Gelir Vergisi Kanunu'na göre ticari faaliyet kapsamında olup, elde edilen gelirde merkez tarafından sağlanan kazancın bir parçasın) oluşturmaktadır. Yurt dışından getirilerek ödendiği belirtilen personel ücretinin dolaylı da olsa Türkiye'de ifa edilen hizmet karşılığı sağlanan kazançtan sağlanmış olduğunun kabulü gerekir. Buna rağmen, ödenen ücretlerin, kanunun yukarıda sözü edilen hükmü uyarınca istisnadan yararlandırılması gerektiği belirtilmek suretiyle tahakkuk eden gelir (stopaj) ve damga vergilerini kaldıran Yerel Mahkeme kararında yasal isabet yoktur. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüyle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, yukarıda açıklanan gerekçelerle yükümlü davasının reddine oybirliğiyle karar verildi.