Danıştay Yedinci Daire
Geriye doğru üç yıllık muhasebe kayıtları yanan, ticari faaliyette bulunduğu kişi ve kuruluşları hatırlıyamadığını söyleyen davacının bu tutumunu, küçük yerleşim merkezlerinde ticari faaliyette bulunulan kişilerin hatırlanamamasının normal olmaması sebebiyle, ticari faaliyetin mahiyetini belirliyecek nitelikteki kanıtların yok edilmek istenildiğini gösterir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri belirtilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde ifade edildiği üzere vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak yükümlülerin Katma Değer Vergisi Kanunu'nun yukarıda sözü edilen 29. maddesi hükmünden yararlanabilmelerinin ön şartı, vergisi indirim konuşu yapılabilecek .işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, yani mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen katma değer vergisini gerçekten ödemiş olmasıdır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir katma değer' vergisi ödemesi ve bunun sonucu olarak da bir vergi indirimi söz konuşu edilemeyeceği cihetle, vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususlarının saptanması anlaşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmektedir. Düzenlenen bir faturanın da, gerçek dışı (naylon) olup olmadığının saptanması ise, bu faturanın düzenlenmesine tekaddüm eden alımsatım kademelerinde bütün işlemlerin incelenmesine bağlıdır. Mükellefin ihtilaflı dönem defter ve belgelerinin yandığı gerekçesiyle ibraz edilmediği, bu nedenle dönem içinde alınan malların cinsi, miktarı, kimden ne kadar alındığı ve kime hangi fiyatla satıldığı yolunda inceleme yapılması olanağı kalmadığından, yükümlünün vergi dairesindeki beyannameleri ve bilanço karzarar tablosundan hareketle gerçek hesap durumunun değerlendirildiği, yükümlü M.Y, ve oğlu D.Y.'in banka hesaplarına giren ve çıkan paraların banka hesap kartonundan saptandığı, katma değer ve gelir vergileriyle gelir stopaj beyannamelerinde yer alan bilgilerin değerlendirilmesi sonucu, 1985 yılında yükümlünün sattığı malın maliyetinin hesaplandığı, müstahsilden alışların mahsubu ile tüccardan alınması gereken miktarın bulunduğu ve buna tekabül eden indirim konuşu katma değer vergisi miktarının 30.331.199, lira olduğu halde yükümlünün 34.018.779, lira indirimde bulunmak suretiyle 1.607.580, lira fazla katma değer vergisi indirdiğinin saptandığı, buna göre 1986 yılma devreden katma değer vergisinin dikkate alınması gerektiği, öte yandan; 1986 yılı bilançosunda 1987 yılma devreden katma değer vergisi 639.404, lira olduğu halde beyannamede 1987 yılma devreden katma değer vergisinin 5.061.516, lira olarak beyan edilmiş olduğu, bütün bu delillerin indirilen katma değer vergisinin gerçek dışı olduğunu gösterdiği, diğer taraftan; yükümlü ortaklığın 1986 ve 1987 yılları alım ve satımlarının incelenmesi sonucu düzenlenen /I9.1 1988 gün ve 1988/11 sayılı inceleme raporu ekindeki tespitlerden; anılan dönemlerde mal alımında bulunulan M.E ve M.O. isimli tüccarların yükümlüye gerçekte mal satmadığının anlaşıldığı hususlarının tespit edildiği dosyada mevcut vergi inceleme raporu ve diğer belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Mükelleflerce verilen beyannamelerde beyan olunan hususlar maddi delil niteliğinde olup, bu beyanların değerlendirilmesi sonucu vergilendirmeyi doğuran maddi olayın gerçek mahiyetim belirlemek mümkündür. Olayda; ihtilaflı dönemlere ilişkin defter ve belgelerin yandığına ilişkin 3.3.1988 tarihli mahalli keşif zaptında Tahta masa üzerinde kurulu rafta ve bir kısmı yerde yanmış şekilde, mahiyeti tespit edilemeyecek durumda evrak görüldü denmekte, 19851986 ve 1987 yıllarına ait muhasebe defter ve belgelerin! belirleyici herhangi bit ifade ve tespit bulunmamaktadır. Öte yandan; yükümlü M.Y. nezdinde düzenlenen 25.3.1989 tarihli tutanakta, adı geçen yükümlü tarafından, çiğit, kutlu ve balya pamuk alım ve satımlarının hiçbirinin kimlerden alındığı, kime satıldığı hususlarının hatırlanamadığı ifade edilmiştir. .......... gibi küçük bir yerleşim merkezinde sürdürülmekte olan ticari faaliyette, ticari ilişkide bulunulan tüccarların dahi hatırlanamaması ve üç yıla ait muhasebe evraklarının yanmış olması, ticari faaliyetin mahiyetini belirleyecek nitelikte olan ve sözü edilen bu delillerin yok edilmek istendiği sonuç ve kanaatin! vermektedir. Bütün bu inceleme ve tespitler karşısında; vergi indirimine esas teşkil edecek işlemlerle ilgili faturaların gerçeği yansıtmadığı, bu itibarla gerçek anlamda mal tesliminin ve katma değer vergisi ödemesinin söz konuşu olmadığı yönünde ortaya konulan karine ve deliller karşılaştırılıp yeterince tartışılmadan gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı gerekçeyle tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi.