Danıştay Dördüncü Daire
Vergi aslı terkin edilmesi halinde geç tahakkuk nedeniyle kusur cezası kesilebilir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 34. maddesinin 1. fıkrasında 'yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartı ile indirilebilir' hükmü yeralmıştır. Sözkonusu madde hükmü île katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi iki koşula bağlanmış bulunmaktadır. Bunlardan birincisi indirim konusu yapılacak verginin alış faturası veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmiş olması, ikincisi sözü edilen' belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş bulunmasıdır. Olayda yükümlü şirketçe, Temmuz 1985 dönemi katma değer vergisi beyannamesinde indirilen yurt içinden sağlanan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası ve benzeri belgelerle tevsik edilmesine rağmen bu belgelerin kasa defteri dışındaki kanuni defterlere 30.6.1985 gününden itibaren işlenmediği hususu 21.8.1985 günü şirket nezdinde düzenlenen tutanakla sabittir. Mahkeme tarafından defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi Incelemesi sonucu düzenlenen raporda ise günlük kasa defterine kaydedilen muamelelerin aylık toplamlar halinde yevmiye defterine intikal ettirildiği belirtilmekte, Vergi Dairesi Müdürlüğü ise bu hususun aksini iddia ve tevsik etmemektedir. Bu durumda anılan belgelerin 1985 yılında bütün kanuni defterlere işlendiği ve yukarıda açıklanan madde hükmü uyarınca yükümlü kurumun katma değer vergisi indirim hakkının bu yıl içinde doğduğunun kabulü zorunludur. Diğer taraftan katma değer vergisinde vergi indirimi mükellefiyete bağlı bir görev ve hak olduğundan, sadece belgelerin bütün defterlere aynı takvim yılı içinde geç yazılması, mükelleflere kanunen tanınan bu hakkın ortadan kaldırılmasına neden olamaz. Bu nedenlerle yükümlü şirket indirim konusu yaptığı katma değer vergisine ilişkin belgeleri 1985 yılında kanuni defterlerine kaydettiğine göre tarhiyatın yapıldığı sırada indirim hakkı bulunduğunda salınan vergide isabet görülmemiştir. Ancak, yükümlü katma değer vergisi indirim hakkı bulunmadan daha önceki dönemlerde bu hakkını kullanmakla, bu dönemler için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 341. maddesinin 2. fıkrasında yazılı 'sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine' neden olduğundan olayla ceza uygulanması yerinde ise de, olayın oluş şekli ve yükümlünün vergi kaçırma kastı bulunmadığı hususu da gözönünde tutulmak suretiyle bir karar verilmesi gerekli olup kaçakçılık cezasının Mahkeme'ce terkin edilmesinde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin vergi aslı yönünden reddi ile kararın vergi aslına ilişkin.kısminin onanmasına, ceza yönünden ise temyiz isteminin kabulüyle mahkeme kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.