Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1989/188
Karar No
1990/33
Esas No
1989/188
Karar Tarihi
18-05-1990

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o FATURANIN GERÇEKLİĞİ (Katma Değer Vergisi İndirimi)

o KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMİ (Faturanın Gerçekliği)

Özet : Fatura üzerinde kuşku doğduğunda mal giriş ve çıkışlarının araştırılması gerektiği hakkında.

İstemin Özeti : 1985 takvim yılında fiğ satın aldığı kişilerin polis karakolunda alınan ifadelerinde gerçekte komisyon karşılığında fatura sattıklarını belirtmeleri üzerine yükümlü adına gerçeği yansıtmayan faturalara dayanarak Katma Değer Vergisi indirimi uyguladığı görüşüyle salınan kaçakçılık cezalı Katma Değer Vergisi, Vergi Mahkemesince kaldırılmıştır.

Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz başvurusu üzerine Danıştay Yedinci Dairesi, polis karakolunda ifadesi alınan kişilerin komisyon karşılığında müstahsillerden aldıkları malı sattıkları sonucuna varılmaktaysa da, sözü geçenlerin defter ve belgeleri de incelenmek suretiyle gerçek bir mal hareketinin var olup olmadığının tesbitinden sonra yeni bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararını bozmuştur.

Yedinci Dairenin K : 1988-1088 sayılı bozma kararına uymayan İçel 2. Vergi Mahkemesi, ilk kararında yer alan ve inceleme raporunda fiğ faturalarının geçersizliğine ilişkin bir tesbit yapılmadığı, poliste verilen ifadelere vergi yasaları açısından itibar edilemeyeceği, faturaların yasanın, kayıt düzeni ile ilgili kurallarına uygun olduğu gibi Katma Değer Vergisinin de yükümlü tarafından faturayı düzenleyene ödendiği yolundaki kaydın aksinin idarece saptanmadığı yolundaki nedenlere gönderme yaparak ilk kararında ısrar etmiş, ısrar Kararı Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : ...

Danıştay Savcısı : ...

Düşüncesi : Uyuşmazlık, hububat alım-satım işi ile uğraşan yükümlünün ilgili dönem hesaplarının incelenmesi sonucu .... ve .... 'dan satın aldığı fiğ faturalarının sahte olduğu gerekçesiyle bu faturalara dayanılarak indirim konusu yapılan katma değer vergisinin kaçakçılık cezalı olarak geri istenmesine ilişkin tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararını bozan Danıştay 7. Dairesi kararına uymayarak eski kararında ısrar eder. Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununda öngörülen belgelerden "Fatura"nın geçerli sayılabilmesi için Kanunda belirtilen şekil şartlarını içermesi gerekmektedir. Bu belirtilen şekil şartlarını içermekle birlikte fatura içeriğinin gerçeği yansıtmadığı veya yanıltıcı nitelikte olduğu hususunda kuvvetli belirtiler bulunması durumunda, bunların gerçek mahiyetinin araştırılması ve idaresinin yetkisi dahilindedir. Nitekim anılan Kanunun 3 üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlandığı gibi, gerçek mahiyetin yemin hariç her türlü delil ile ispatlanacağı da belirtilmiştir. Bu hüküm vergi hukukunda oldukça geniş bir delil sisteminin kullanıldığını göstermektedir.

Olayda kaçakçılık cezalı tarhiyata esas olan inceleme raporunda.... ve .... adlarındaki kişilerin hububat alım satımı yapmayıp para karşılığında gerçek dışı fatura düzenledikleri belirtilmiş ise de, bu husus somut bir tesbite dayandırılmamış, sadece adları geçen kişilerin polis tarafından alınan ifadelerinden bu sonuca varılmıştır. Bu ifadelerin doğru olup olmadığı hususunda ise hiç bir arşatırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu durum tarhiyatın dayanağı olan inceleme raporunun eksik incelemeye dayanarak düzenlediğini göstermektedir. Eksik inceleme ile düzenlenen bir rapora dayalı tarhiyatın da sakatlığının kabulü gerekir.

Bu durumda uyuşmazlık konusu mal alımlarına ilişkin faturaların sahte olduğu ve gerçeği yansıtmadığı açık bir şekilde kanıtlanamadığından, kaçakçılık cezalı tarhiyatın Vergi Mahkemesince terkin edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Danıştay 7. Dairesince verilen bozma kararına uymayarak eski kararında ısrar eden Vergi Mahkemesi Kararı yerinde bulunduğundan temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Tetkik Hakimi Semra Kayır'ın yazılı ve sözlü açıklamaları alınıp, dosya incelendikten sonra gereği görüşüldü :

213 sayılı Vergi Usul Kanununun, "Vergi Kanunlarının uygulanması ve ispat" başlığını taşıyan 3 üncü maddesinin (B) işaretli bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kurala bağlanmıştır.

Katma Değer Vergisinde vergiyi doğuran olay, vergiye tabi malların teslimi veya hizmetin ifasıdır. Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinin yukarıda açıklanan kuralından dolayı, Katma Değer Vergisine tabi mal tesliminin gerçekliği, usulüne uygun düzenlenmiş olan faturaların, içerik bakımından da gerçeği yansıttığının kuşkuya yer bırakmayacak açıklıkla saptanmasına bağlıdır.

Olayda yükümlünün, fiğ faturalarından bir kısmının, müstahsilden yapılan alımları gizlemek ve bu tür alımlar için öngörülen gelir vergisi kesintisinden kaçınmak amacıyla temin edildiği ve gerçekte mal satmayıp komisyon karşılığında fatura ticareti yaptıklarını polis karakolunda ifade eden fatura düzenleyenlerin anlatımlarının tarhiyata esas alındığı görülmektedir.

Bozma Kararında Danıştay Yedinci Dairesi, vergi inceleme raporunda gerek yükümlünün gerekse fatura düzenleyenlerin hesap ve işlemleri ile ilgili başkaca tesbit yapılmadığını saptayarak, salt emniyette alınan ifadelerin vergi hukuku açısından hüküm ifade etmeyeceği yolundaki belirlemenin yeterli olmadığını da açıklayarak, taraflar arasında ve fatura düzenleyenlerin hesap ve işlemlerinin gerçek bir mal hareketinin var olup olmadığı da saptandıktan sonra yeniden karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararını bozmuştur.

Öngörülen bu inceleme, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu kuralından doğmaktadır.

Fatura düzenleyenlerin gerçekte yükümlüye mal satmadıkları yolundaki anlatımlarının, sağlıklı veri olup olmadığının, adıgeçenlerin satışa konu mal giriş ve çıkış kayıtları araştırılmak, nakliye faturaları değerlendirilmek, üreticiden yapılan alım olup olmadığı, varsa bu konudaki stopaj kayıtları ile Katma Değer Vergisi bildirimleri incelenmek suretiyle yapılacak araştırmadan sonra belirlenebilir. Söz konusu incelemeler yapılmadan verilen ısrar kararı açıklanan nedenle hukuka uygun bulunmamıştır.

Bu nedenle İçel 2. Vergi Mahkemesinin 9.5.1989 günlü ve K : 1989-143 sayılı kararının yukarıda değinilen araştırmalar yapıldıktan sonra varılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulmasına 18.5.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

X - Anlaşmazlık konusu re'sen tarhiyat inceleme raporuna, inceleme raporu ise yükümlüye satış faturası kesen iki şahsın polis karakolunda sanık sıfatıyla verdikleri ifade tutanağına dayanmaktadır. Kontrol memurları, inceleme raporunda, bu ifadeleri doğrulayan veya yükümlünün defter kayıtları ve faturalarının gerçeği aksettirmediğini gösteren başkaca bir delil getirmemişlerdir. Karakolda polis tarafından alınan ifadeler bir ihbar olarak kabul edilebilir. Bunun üzerine vergi incelemesi yaparak tarhiyat için hukuken geçerli ve yeterli donelerin toplanması Vergi İdaresine düşen bir görevdir. Bozma kararında istendiği şekilde Vergi Mahkemesinin inceleme yapmaya yöneltilmesi İdare yerine geçerek tarhiyata dayanak aranması demektir. İdari Yargıda, Mahkemeerin re'sen inceleme yapmasını bu çerçeveye kadar genişletmek usule aykırıdır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesinin ısrar kararında yasal isabetsizlik görmediğimizden bozma kararına katılmıyoruz.

XX - İdari Yargılama Usulü Kanunun 49 uncu maddesine göre, ilk derece idari mahkemeleri Danıştay bozma kararları üzerine sınırsız bir biçimde ısrar kararı verebilme yetkisine sahip değildirler.

İlk derece idari mahkemeleri bozma kararları üzerine, ancak olayların nitelenmesi, uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükümlerinin seçimi ve yorumu ile vardığı hukuki sonuç hakkında ısrar kararı verebilirler.

Temyiz merciinin olayın daha sağlıklı bir biçimde aydınlatılması isteğini içeren bozma kararı ısrara konu olamaz.

Diğer taraftan Anayasımızın 141 inci maddesindeki, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yolundaki temel ilke nedeniyle ilk derece mahkemelerinin kolayca yapabilecekleri munzam bir incelemeyi değilde fevkalade bir yol olan ısrar yolunu seçmeye hakları yoktur.

Mahkemenin ısrar kararının yukarıda açıklanan usul ve sebeplerle bozulması gerekir.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı