Danıştay Üçüncü Daire
Şirket yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı olarak ödenen ve ücret olarak vergilendirilen ödemeler kurumlar vergisi matrahından gider olarak düşülebilir. Davacı şirketin 30.12.1982 gün ve 1965 yevmiye maddesi ile yönetim kurulu başkan ve üyelerine toplam 13.000.000 lira huzur hakkı ödediği ve bu ödemelerin ücret olarak vergilendirildiği anlaşılmaktadır. Şirket genel kurulunun 7 Nisan 1982 tarihli toplantısında 1981 yılı karının %10 kadarının idare meclisine temettü ikramiyesi olarak ödenmesi, ödemenin zaman ve miktarının tespiti için idare heyetine yetki verilmesi ve verilen yetkiye dayanılarak idare heyetince huzur hakkı ödenmesine karar verilmiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 333. maddesinde; aksine mukavelede hüküm olmadığı takdirde idare meclisi azalarına her toplantı günü için bir ücret verileceği, ücret miktarı esas mukavelede tayin edilmemiş ise umumi heyetçe tayin olunacağı öngörülmüş, aynı Kanun'un 469. maddesinde; 'kanuni ve ihtiyari yedek akçelerle Kanun ve esas mukavele hükmünce ayrılması gerekli diğer paralar safi kardan ayrılmadıkça kar payı dağıtılamaz.' hükmü yer almış, 472. maddede ise, 'idare meclisi azalarının kazanç payları, sadece safi kardan ve ancak kanuni yedek akçe için muayyen para ayrıldıktan ve pay sahiplerine yüzde dört nisbetinde veya esas mukavele ile muayyen daha yüksek nisbette kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilir.' hükmü getirilmiştir. Bu hükümlerin birlikte incelensinden idare meclisi üyelerine çalışmalarına karşılık miktar olarak yasal bir sınırlama olmaksızın huzur hakkı adı altında ücret ödenebileceği, ayrıca belirli hesaplamalara göre tespit edilecek ölçüde kar payı verileceği anlaşılmaktadır. İlgili dönemde davacı şirketin yönetim kurulu başkan ve üyelerine ödenen paranın niteliğinin araştırılması gerekmektedir. Dosyada bulunan inceleme raporu ve eki olan tutanakta görüleceği üzere davacı şirketin dönem ticari karının 122.918.234,51 lira olduğu, bu miktardan indirimler, yapıldıktan sonra safi kurum kazancının 26.450.020,51 lira olarak hesaplandığı, yönetim kurulu başkanına 5.000.000 lirada üyelerine 4.000.000 lira olmak üzere toplam ödenen 13.000.000 lira huzur hakkının, ticari karı %10'undan daha fazla olduğu ve safi karın ise yarışma yakın bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda idare meclisi üyelerine yapılan ödemeyi Türk Ticaret Kanunu'nun 472. maddesinde tanımlandığı biçimde kar payı olarak nitelemek olanaksızdır. idare meclisi üyelerine yapılan ücret ödemelerine herhangi bir yasal sınırlama getirilmemiş olmakla birlikte; bu ücret ödemelerinin emsallerinden fazla olmaması halinde; örtülü kazanç dağıtımı nedeniyle vergilendirilmesi mümkün bulunmaktadır. Olayda örtülü kazanç dağıtım olup olmadığı yönünden belirli bir emsal araştırması yapılmamış, örtülü kazanç dağıtım yapıldığı saptanmamıştır. Bu bakımdan, yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı adı altında ödenen ve ücret olarak vergilendirilen giderlerin, şirket kayıtlarında masraf olarak gösterilmesinde ve kurumlar vergisi matrahından düşülmesinde kanuna aykırılık bulunmadığından, Vergi Mahkemesi kararının bu kısmında isabet görülmemiştir. Öte yandan, davacı şirketin Türkiye Kızılay Derneğine yaptığı yardımın tamamının gider yazmasından kaynaklanan ve fazla gider yazıldığı saptanan 980.000 liradan dolayı vergi kaçırma kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceğinden bu matrah kalemi üzerinden hesaplanan vergiye kusur cezası uygulanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının kaçakçılık cezasına ilişkin kısminin bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.