Danıştay Üçüncü Daire
Kayın pederine ait dükkanı kirasız kullanan davacının, emsal kira bedeli üzerinden tevkifat yapması gerekir. 193 sayılı Kanun’un 94. maddesinin 6. fıkrasında; 70. maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden, istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapılacağı hükme bağlanmış, aynı Kanun’un 2361 sayılı Kanun’la değişik 73. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde; kiraya verilen mal ve hakların kira bedellerinin emsal kira bedelinden düşük olamayacağı, bedelsiz olarak başkalarının intifana bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin bu mal ve hakların kirası sayılacağı; bina ve arazide emsal kira bedelinin yetkili özel mercilere takdir edilmiş kirası, bu suretle takdir edilmiş kira mevcut değilse,. Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen vergi değerinin %5’inin olacağı öngörülmüş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; gayrimenkullerin mal sahiplerinin usul veya fürunun ikametine tahsis edilmesi halinde emsal kira bedelinin uygulanmayacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümlerin birlikte incelenmesinden; işyeri olarak kullanılan gayrimenkullerin ödenen gerçek kiraları üzerinden vergi tevkif edilmesinin zorunlu bulunduğu, sadece usul ve fürun ikametine tahsis edilen yerler için emsal kira bedeli esası uygulanmayacağı, işyerine kira ödemesi yapılmasa dahi emsal kira bedeli esasinin uygulanacağı ve bu yerlerin emlak vergi değerinin %5’inin mesai kirası sayılacağı ve emsal kira bedeli üzerinden stopaj yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Olayda, davacının ticarethane olarak kullandığı işyerinin kayınbabasına ait olduğu ve kira ödemediği anlaşılmakta olup, Vergi Mahkemesi’nce davacının işyeri olarak kullandığı yerin emlak vergi değerinin %5’inin emsal kira bedeli olarak kabul edilmesi gerekirken, takdir komisyonu kararının dayanağı bulunmadığı gerekçesi ile cezalı tarhiyatın tamamen terkin edilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.