Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu
1.Düzenleyici işleme karşı dava açma süresinin geçirilmesinden sonra tarh işlemi ile birlikte düzenleyici işlemin de dava konusu edilmesi halinde davanın Danıştay'da açılması gerektiğinden dava açma süresi altmış gündür. 2. O Bakanlar Kurulu'nun, birden fazla kanunda ve farklı konularda tanınan düzenleme yetkisini bir tek kararname ile kullanması yasaya aykırı değildir. 3 Kararnamelerde düzenlemenin hangi yasaya dayanılarak yapıldığının gösterilmemesi iptal nedeni değildir. Televizyon alıcı cihazı üreten kurum, üretimi nedeniyle Bakanlar Kurulu'nun 8/2823 sayılı kararı uyarınca yüzde 10 oranında istihsal vergisi ödemiştir. Bakanlar Kurulu'nun, 19.01.1984 günlük ve 18286 mükerrer sayılı Resme Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 84/7622 sayılı kararının 3. maddesi ile vergi oranının yüzde 20ye çıkarılmış olduğu görüşüyle uygulanan kaçakçılık cezalı tarhiyat ve bu tarhiyatın dayanağı olan 84/7622 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 3. maddesinin iptali istenerek dava açılmıştır. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun dava açma süresinin düzenleyen 7. maddesinin (1) işaretli fıkrasında; özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde dava açma süresinin Danıştay'da altmış gün olduğu belirtilmiştir. Aynı maddenin (4) işaretli fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden başlaması ancak, bu. işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri kurala bağlanmıştır. Maddenin bu fıkrası karşısında, herhangi bir düzenleyici işleme dayanılarak kurulan uygulama işlemi ile birlikte, düzenleyici işleme karşı aynı dilekçe ile dava açılması yasaya uygundur. . o Yasa, davanın açılması gereken mahkemelere göre farklı dava açmaları süreleri öngörmüştür. ilkece, ilgililerinden vergi ve ceza istenen hallerde davanın otuz gün içinde Vergi Mahkemesi'nde açılması gerekmektedir. Ancak, 2577 sayılı Yasa'nın 7. maddesinin (4) işaretli fıkrasının tanıdığı olanak kullanıldığında davanın Danıştay'da açılması zorunlu olduğundan, dava süresinin altmış gün olması, aynı maddenin, (1) işaretli fıkrası gereğidir. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, vergi ve ceza ihbarnamelerinin 07.12.1988 tarihinde davacı kuruma duyurulduğu anlaşıldığından, resmi tatil gününe rastlayan altmışıncı günü izleyen iş gününde açılan davanın süresinde olduğuna oyçokluğuyla karar verildikten sonra dava incelendi: Bakanlar Kurulu'nun 28.12.1983 tarih ve 83/7543 sayılı kararma ek olarak düzenlediği 17.01.1984 günlü ve 84/7622 sayılı Kararname Eki Karar'ın 3. maddesinde, önceki maddeler ve karar eki listelerde yazılı değişik istihsal vergisi oranlarının, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'na bağlı l, II, III sayılı tablolarda kayıtlı maddelerden yurt içinde imal ve teslim edilenler için de uygulanması kabul edilmiştir, izleyen 4. maddesinde ise, bu karara ekli listede saptanmış olan vergi hadlerinden yüksek olmamak kaydı ile özel indirim veya muafiyet öngören kararnameler hükümleri saklı tutulmuştur. Dava konusu kararnamede kararın, 188 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 2., 1567 sayılı Kanun'un değişik 1., 1651 sayılı Kanun'un 19 ve 20., 474 sayılı Kanun'un değişik 2. maddelerine dayanılarak yapıldığı zorunludur. Kararnameye dayanak gösterilen 474 sayılı Kanun, 23.11.1982 günlü ve 2716 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle değişik 2. maddesinde, uzun süreli kalkınma planının hedeflerin! gözönünde bulundurarak Gümrük Giriş Tarife Cetveli'nin mali ve koruyucu etkisini ülke ekonomisine en uygun nitelikte tutmak amacıyla Maliye Bakanlığı'nın, Gümrük ve Tekel Bakanlığı ve ilgili diğer bakanlık ve kuruluşların görüşlerini alarak önereceği kararnamelerle Gümrük Giriş Tarife Cetveli'nde gösterilen gümrük vergisi ve ithalde alınan diğer vergi ve resim oranlarım, ithal edilecek maddelere göre değiştirmeye ve tarifedeki notlarda gerekli değiştirmeleri yapmaya ve bu değişikliklerin uygulanmasına ilişkin usul ve şartların tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu'nun bu maddeye dayanarak dahilde alınan istihsal vergisini değiştirmeye yetkisi olmamakla birlikte 2447 sayılı ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair Kanun'un 25. maddesinde, Bakanlar Kurulu'na bu konuda da yetki verildiği görülmektedir. Söz konusu maddede, Gider Vergileri Kanunu'na bağlı tablolarda ve kanunun mahsus kısım ve bölümlerinde kayıtlı vergi nispet veya hadleri ile tarifelerde yüzde 80'e kadar indirim yapmaya, indirilen nispet, had veya tarifeleri kanuni seviyelerine kadar çıkartmaya ve bununla ilgili usul ve şartları tespite Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Nitekim, 6802 sayılı Kanun'a bağlı (II) sayılı Tablo'nun 5. pozisyonundan (e) bendinde dahilde alınan istihsal vergisi oranı yüzde 20 iken, Bakanlar Kurulu'nun 8/2823 sayılı kararı ile bu oran yüzde 10'a indirilmiş, davacı kurum ihtilaflı dönem vergilerini bu oran üzerinden beyan ederek ödemiştir. Dava konusu kararname, 474 sayılı Kanun'un değişik 2. maddesi çerçevesinde gümrük vergisi ve ithalde alınan diğer vergi ve resim oranlarım değiştirmişse de, kararnamenin 3. maddesi, Bakanlar Kurulu'na 474 sayılı Kanun'la verilen yetkiye değil 2447 sayılı Kanun'un 25. maddesiyle verilen yetkiye dayandığından, özel amaç ve usul öngörmeyen bu kural uyarınca yürürlüğe konulan madde hükmü, Bakanlar Kurulu'nun, evvelce 8/2823 sayılı kararname ile her türlü televizyon için yüzde 20'den yüzde 10'a indirilen dahilde alınan istihsal vergisi oranıyla ilgili iç korumadan vazgeçtiği ve vergi oranım yasal düzeye çıkardığım göstermektedir. 1984 yılı ithalat Rejimi Kararı ile iç üretimin hükümete öngörülen koruma düzeyinin gereği olarak yapılan bu' düzenlemenin, esas bakımından yasaya aykırı olmadığı görülmektedir. Bakanlar Kurulu'nun, birden fazla kanunda ve farklı konularda tanınan düzenleme yetkisin! bir tek kararname ile kullanmasında yasaya aykırı bir yönü bulunmadığı gibi söz konusu kararnamelerde düzenlemenin hangi yasaya dayanılarak yapıldığının gösterilmesi de geçerlilik koşulu değildir. Bu nedenlerle davanın, 84/7622 sayılı kararnamenin 3. maddesinin iptali dileğiyle açılan kısminin kabulü mümkün görülmemiştir. Dava konusu kararnamenin 4. maddesinde, karara ekli listede saptanan vergi hadlerinden yüksek olmamak koşuluyla özel indirim veya muafiyet öngören kararnameler hükümleri saklı tutulmuştur. Gider Vergileri Kanunu'na bağlı II sayılı Tablo'nun 5. pozisyonunun (c) bendinde yüzde 20 olarak belirlenen her türlü televizyon dahilde alınan istihsal vergisinin, 8/2823 sayılı kararnamenin 2. maddesi ile yüzde 10'a indirilmesi, televizyon alıcı cihazları için özel indirim öngörülmediğim göstermektedir. Esasen söz konusu kararname ile hiçbir ayırım yapılmaksızın kimi üretim alanlarında üretim yapan tüm kuruluşların korunmak istendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle özel indirim kararnamesi olarak nitelenmeyecek 8/2823 sayılı kararnamenin 2. maddesinde sözü geçen televizyon, cihazlarından Gümrük Giriş Tarife Cetveli'nin 85.15.20 pozisyonuna girenler için dahilde alınan istihsal vergisi oranım, yasal düzeyi olan yüzde 20ye çıkaran 84/7622 sayılı kararnamenin 3. maddesi karşısında, uygulanan tarhiyatta vergi aslı yönünden yasaya aykırılık görülmemiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 'Yanılma' başlıklı 369. maddesinin 1. bendinde, yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları, 2. bendinde ise bir hükmün uygulanma tarzı konusunda yetkili makamların görüş ve kanaatin! değiştirmiş veya bu hükme ait bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmemesi kabul edilmiştir. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, 84/7622 sayılı kararnamenin 3. maddesinin, 8/2823 sayılı kararnamenin 2. maddesin! değiştirip değiştirmediği ve 84/7622 sayılı kararnamenin 4. maddesinin, 8/2823 sayılı kararnameyi kapsayıp kapsamadığı konusunda Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdüriüğü'nün dahi Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü'nün görüşüne gereksinme duyduğu, anılan konuda görüş belirtme yetkisini haiz, Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın ise 84/7622 sayılı kararnamenin 3. maddesinin, 8/2823 sayılı kararname ile kabul edilen yüzde 10 oranım saklı bıraktığı görüşünü benimsediği görülmektedir. Gerek bu nedenle ve gerek, bir genel düzenleyici işlemin diğeri karşısındaki durumunun açıklığa kavuşturulması gibi bir gereksinmeden dolayı, belli bir üretim alanında faaliyet gösteren sınırlı sayıdaki kuruluşlardan bir kaçma yapılan yazılı açıklama karşısında bizzat ilgili bakanlık veya Vergi Dairesi müdürlüğünden yazılı görüş istememiş olması, yükümlü kurum adına kaçakçılık cezası kesilmesine yeterli bulunmamıştır. Bu nedenlerle, 84/7622 sayılı kararnamenin 3. maddesinin iptali isteminin reddine, kurum adına salınan istihsal vergisinde yasaya aykırılık bulunmadığından davanın vergi aslı yönünden reddine, kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılmasına oyçokluğuyla karar verildi.