Danıştay Dördüncü Daire
Peşin faizli hamiline yazılı mevduat sertifikaların faizi, sertifikanın satıldığı değil, bankaya ibraz edildiği tarihte elde edilmiş sayılacaktır. Peşin faizli hamiline yazılı mevduat sertifikası faizlerinden vergi kesintisi yapılmadığının incelemeyle saptanması sonucu bulunan matrah farkı üzerinden ikmalen salınan gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını, vergi aslım aynen kesilen kaçakçılık cezasını kusur cezasına çevirmek suretiyle değişiklikle onayan Vergi Mahkemesi kararma taraflarca yöneltilen temyiz istemlerim, Vergi Dairesi Müdürlüğü temyiz istemini reddetmek yükümlü kurum temyiz isteğini ise; Bakanlar Kurulunun 29.5.1980 günlü ve 8/909 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan Faiz Oranları Hakkında Kararın 8. maddesinde, bankaların altı ile iki yıla kadar vadeli hamiline yazılı mevduat sertifikası çıkarabilecekleri ve bu mevduat sertifikalarının tasarruf mevduatı hükümlerine tabi olacağının belirtildiği 10. maddesinde de, vadeli tasarruf mevduatının vade tarihinden önce çekilmesi halinde uygulanacak faiz oranı tayin edilirken, bu oranın mevduatın yatırıldığı tarih ile çekiliş tarihi arasında geçen süre için uygulanabileceğinin ifade edildiği, faizin sermayenin başkasına bir süre için ödünç verilmesi karşılığı ödenen bir bedel niteliği taşıdığına göre, faiz miktarının mevduatın ancak bankada kaldığı süreye göre hesaplanmasının mümkün olabileceği, mevduat sertifikasının belli bir vade ile çıkarılması ve peşin faiz ödemesi kaydını taşıması halinde mevduatın açıldığı tarihte henüz bankada bulunma süresi kesinlikle belli olmayan paranın, bu tarih itibariyle bir faiz geliri sağladığının düşünülemeyeceği, bu tür sertifikaların metninde peşin faizli olduğunun ifade edilmesinin, ana paranın altında bir değerle satışı nedeniyle doğan farkın, mevduatın açıldığı tarihte faizin belirlenmesi için gerekli süre koşulunun henüz tahakkuk etmemiş olması nedeniyle, sertifikanın alındığı tarihte elde edilmiş faiz geliri olarak kabulünü gerektirmediği gerçekte mevduat tutarının bankaca mevduat sertifikası karşılığında fiilen tahsil ettiği tutardan ibaret olduğunun kabulü gerektiği, sertifikanın bankaya ibrazında hamiline ödenen miktar ile ’sertifikanın satışında bankaca tahsil edilen miktar arasındaki farkın, ancak sertifikanın ibrazı tarihinde elde edilmiş faiz olarak vergilendirilmesinin mümkün olduğu, faiz gelirinin vade sonunda sertifikanın ibrazı suretiyle elde edileceği kabul edildiğinden, sertifikanın gerçek veya tüzel kişilere satılmış veya onlar tarafından ibraz edilmiş olmasının uyuşmazlığın çözümü yönünden bir fark yaratmadığı, bütün bunlara karşın vadede ödenecek faizin mevduat sertifikası sahipleri tarafından peşin olarak alındığı kabul edilerek sertifikaların satış tarihi itibariyle gelir vergisi tevkifatının tabi tutulacağının kabulünün yerinde olmadığı gerekçesiyle kabul etmek suretiyle cezalı tarhiyatın kaldırılmasına dair Danıştay Dördüncü Dairesi kararının, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75 ve 94. maddelerinde yer alan hükümlerden hareketle yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatın yasal olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.