Danıştay Dördüncü Daire
İlanen tebliğ ancak normal ve mutad yollarla tebliğin mümkün olmaması halinde yapılabilir, bu yollar yasaya uygun şekilde denenmeden yapılan ilanen tebliğ yasaya aykırıdır. Uyuşmazlık, yükümlü şirket adına re'sen tarholunan cezalı vergilere ilişkin ihbarnamelerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususuna ilişkindir. 213 sayılı Kanunun 93. maddesinde; tahakkuk fişinden gayrı, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberi) taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği hükmüne yer verildikten sonra aynı kanunun "Tebliğin ilanla yapılacağı haller" başlığım taşıyan 103 maddesinde ise; "Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoluyla yapılır: 1. Muhatabın adresi hiç bilinmezse, 2. Muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse; 3. Başkaca sebeplerden dolayı posta île tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa; 4..................................................................... hükmü düzenlenmiştir. Anılan yasa hükümlerinin incelenmesinden, tebliğin ilan yolu ile yapılabilmesi için, posta veya memur eliyle yapılacak tebliğlerden bir sonuç alınamaması, yani tebliğin bu yollarla yapılamadığının somut bir şekilde ortaya konulmasının zorunlu olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Öyleyse öncelikle normal ve mutad tebliğ usulleri denenerek bir sonuç alınamadığının kesin olarak belirlenmesinden sonra ilan yolu ile tebliğ cihetine gidilmesi gerekmektedir Olayda yükümlü şirketin 1983 yılma ait Kurumlar Vergisi Beyannamesini vermediği gerekçesiyle, zamanaşımı süresinin dolmasına az bir süre kala takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden tarholunan vergi ve cezaya ilişkin 29.11.1988 günlü ve 29/20 104/33 sayılı ihbarnamelerin posta ile tebliğine ilişkin evrak 6.12.1888 gününde ve memur eliyle tebliğine ilişkin tutanak ise 26.12.1988 gününde "Tebliğin mümkün olmadığı" şerhleriyle vergi dairesine geri döndüğü halde, bu suretle yapılan tebliğ işlemlerinden daha önce vergi alacağının ilan yolu ile tebliği cihetine gidilmiş olmasında yasal uyarlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla yasanım amir hükümleri hilafına yapılan ilanen tebligat üzerine alacağın kesinleştiğinden söz etmek mümkün olmadığından, söz konusu alacağın ödeme emri tanzimi suretiyle takip ve tahsiline gidilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Kaldı ki ihbarnamelerin posta ve memur eliyle tebliğine çalışılan adresin kapalı olduğunun ve şirkete bu adreste tebligat yapılmadığının da daha önceden yapılan bir tebliğ sonucunda tesbit edilmiş olması nedeniyle, yine aynı adreste tebliğ cihetine gidilmesinde de isabet olmadığı gibi şirketin bilinen diğer adreslerinde tebliğ yoluna gidilmediği de açıkça anlaşılmaktadır. . , Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.