Dairesi
Şirket müdürünün şahsi vadesiz hesabinin şirketle ilgisi ve şirket hasılatım gizlemek amacıyla kullanıldığı hususu somut delillerle kanıtlanmadan şirket kayıtlarının doğru olmaması nedeniyle dönem matrahı re'sen takdir olunamaz.
Karar No
1990/15
Esas No
1988/178
Karar Tarihi
09-01-1990

Danıştay Dördüncü Daire 

Şirket müdürünün şahsi vadesiz hesabinin şirketle ilgisi ve şirket hasılatım gizlemek amacıyla kullanıldığı hususu somut delillerle kanıtlanmadan şirket kayıtlarının doğru olmaması nedeniyle dönem matrahı re'sen takdir olunamaz. Uyuşmazlık, yükümlü şirkette müdür olarak çalışan kişi adına bir bankada açılan şahsi vadesiz mevduat hesabinin, gerçekte şirkete ait hasılatın gizlenmesi amacıyla açılmış bir hesap olup olmadığı hususunun belirlenmesine ilişkindir. Türk Vergi Sistemi, esas olarak maddi olay ve delillerle elde edildiği saptanan kazanç ve iratların beyan ve vergilendirilmesini öngören bir sistemdir. Bu nedenle gerek ikmalen ve gerek re'sen tarhlarda öncelikli vergi mevzuuna giren veya vergilendirme dışında bırakılan kazanç ve iratların maddi olaylar ve delillere dayalı olarak ortaya konulmasını amaçlayan usul ve esaslar vergi kanunlarında açıklıkla düzenlenmiştir. Kanaate ve varsayıma dayalı vergilendirme yapmak sistemin özüne aykırıdır. İhtilafa konu olay yükümlü şirkette müdür olarak çalışan ............ adına bir banka şubesinde açılmış olan şahsi vadesiz mevduat hesabinin, gerçekte şirkete ait hasılatın yatırılıp çekildiği elde edilen kazancın gizlenmesi amacına yönelik işlem gören bir hesap olduğu kabul edilmek suretiyle saptanan matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapılmasından kaynaklanmaktadır. inceleme elemanınca hesap sahibi olan ............. 'in işyerinde asgari ücretle çalıştığı ve hesapta gözlenen hareketleri sağlayacak ekonomik güçten yoksun olduğu, ayrıca da şirkete ait banka hesaplarında yıl içinde hiçbir işlem yapılmadığı, bu hususların ise söz konuşu şahsi banka hesabinin gerçekte şirkete ait işlemler için kullanıldığım gösterdiği ve bu durumun da defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığının kanıtı olduğu kabul edilmek suretiyle re'sen matrah farkı tesbiti yoluna gidilmiştir. Ancak anılan hesabın şirkete ait bir hesap olduğu yönünde ne hesap sahibince, ne de şirketin diğer yetkilileri veya ortaklarınca bir beyanda bulunulmadığı gibi bu yönde başkaca bir tesbit de mevcut değildir. . Bunun yanında banka hesabına ilişkin tesbit dışında, şirket defter ve belgelerinin ihticaca salih olmadığına ilişkin başka bir inceleme ve araştırma da yapılmadığı açıktır. Durum böyle olunca sözü edilen şahsi banka hesabinin, şirketle ilgili olduğu ve bu hesaptaki para hareketlerinin şirket hasılatım gizlemek amacıyla kullanıldığı somut delillerle ortaya konulamadığına göre, salt bu husustaki tesbitler re'sen takdir nedeni olarak kabul edilemeyeceğinden, şirket kayıtlarının doğru olmadığım da göstermez. Bütün bu hususlar cezalı vergilemeye dayanak olan incelemenin noksan yapıldığım gösterdiğinden, eksik incelemeye dayalı olarak vergileme yapılamayacağı vergi hukukunun temel prensiplerinden olduğundan, şirket adına re'sen tarh olunan cezalı verginin yasal dayanaktan yoksun bulunduğu tartışmasızdır. Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, cezalı tarhiyatın kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı