Danıştay Dördüncü Daire
Yükümlünün tebliğden imtina etmesi durumunda VUK. Madde 102'de belirtilen görevlilerin imzasıyla keyfiyetin belirlenmesi gerekir, aksi halde alındıda yazılı tarih yerine ıttıla tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilmelidir. Uyuşmazlık davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 376. maddesinden yararlanmak için süresinde başvuruda bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlığım taşıyan 102. maddesinde, "muhatap tebellüğden imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemler komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz'edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit olunur." hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu olayda, davacı adına inceleme raporuna dayalı olarak tarh edilen vergi ve cezaya ait ihbarnameler 10.2.1988 tarihinde "Muhatap imzadan imtina ettiğinden parçası yırtılıp üzerine bırakıldı" şerhi verilmek ve yalnızca posta memurunca imzalanmak suretiyle tebliğ edilmiş, yükümlü ise tebliğe 12.2.1988 tarihinde muttali olduğunu belirterek, bu tarihe göre 13.3.1988 gününün pazar gününe rastlaması sebebiyle 14.3.1988 tarihinde ve ıttıla tarihine göre 30 günlük süre içinde olmak üzere 213 sayılı Kanun'un 376. maddesinden yararlanmak isteğiyle vergi dairesine başvuruda bulunmuştur. Ancak idare tebliğen 10.2.1988 tarihinde yapıldığı, bu durumda ise talebin 30 günlük süre içinde olmadığı gerekçesiyle davacının istemini reddetmişse de, bu işlemde yasal isabet yoktur. Çünkü tebliğ evrakı, davacının imzadan imtina etmesi nedeniyle parçası yırtılarak üzerine bırakılmak suretiyle tebliğe çalışılmışsa da, evrakın yalnızca posta memurunca imzalanıp, yukarıda anılan yasa hükmünde sayılan kişilerin imzasına başvurulmamış olması karşısında, yapılan işlemin yasaya uygun olmadığı açıkça ortadadır. Bu durumda ise tebliğ tarihi olarak alındıda yazılı 10.2.1988 tarihine değil, davacının ıttılaına girdiğim' belirttiği 12.2.1988 tarihine itibar etmek zorunlu olmaktadır ki bu halde ise yükümlünün talebinin 30 günlük süre içinde olduğu belirlendiğinden, 213 sayılı Kanun'un 376. maddesinden yararlandırılması yasal zorunluluktur. Tebliğin yasa hükmüne uygun yapılmamış olması nedeniyle davacı üzerine bırakılan alındıda yazılı tarihe itibar etmek de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, Maliye Bakanlığınca şikayet yoluyla yapılan başvuruya cevap verilmemekle kurulan olumsuz işlemin iptaline, oyçokluğu ile karar verildi.