Danıştay Yedinci Daire
Şirketin yönetim kurulunda yapılan değişiklik tescil ve ilanla hüküm ifade eder. ....................... imalatı Sanayii ve Ticaret Sirkelinin katma değer vergisi borcundan dolayı şirket yöneticisi adına düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrini; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu kimselerin bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının kanuni ödevlerim yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağının hükme bağlandığı, dava dosyasının incelenmesinden, yükümlü şirketin vergi borcunu vadesinde ödemediği, şirket mal varlığından da tahsil olanağının bulunmaması nedeniyle bu dönemde şirket yöneticisi olan davacıdan tahsili amacıyla gönderilen ödeme emrine karşı açılan davada, davacı bir yıl süre ile yönetim kurulu üyesi seçildiğin!, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi anlamında kasıt ve ihmalinin bulunmadığım, şirketin ......... ........... ......... köyü yolu üzerinde bulunan ve tapuda ........ pafta, ......... parselde kayıtlı taşınmaz ile sair teçhizatının amme alacağım kat kat karşılayacak düzeyde olduğunu, amm'e alacağının bir kısminin ödenmiş olduğunu ileri sürerek iptalim istediği, yukarıda anılan madde hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere vergi alacağının kanuni temsilciden tahsiline gidilebilmesi için, bu ödevin kasıt ve ihmal sonucu yerine getirilmemiş olması şartının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği, davacının ............... Vergi Mahkemesinin açmış olduğu benzer bir davanın incelenmesi amacıyla 20.3.1989 tarihli ara kararıyla vergi dairesinden getirtilen borçlu şirket tüzel kişiliğine ait dosva ile dava dosyasının mahkemelerince birlikte incelenmesinden, borçlu şirketin borcuna karşılık teminat olarak gösterilen fabrika binasına diğer şahıslarca haciz konulduğu, mahcuz malların muhammen bedelinin rehinli alacakları karşılamadığı, bu nedenle satış cihetine gidildiği, aynı fabrika binasına üçüncü şahıslar tarafından da haciz konulduğu ve satışında iştirak edileceği, diğer tüm alacakların rehinli olduğu, ayrıca yapılan ödemelerin şirketin borcuna mahsup edildiği, davacı yöneticiye tebliğ edilen ödeme emrinin borç bakiyesine münhasır olduğunun idarenin yazısından anlaşıldığı, öte yandan davacı bazı dönemlerde yönetim kurulu üyesi olmadığım iddia etmekte ise de, yine Vergi Mahkemesinin 1989/350 esasında kayıtlı dava dosvasında mevcut ve mahkemelerinin ara kararma cevaben davacı tarafından ibraz edilen ticaret sicili gazetelerinin fotokopilerinin incelenmesinden, şirketin 1976 yılında kuruluşundan itibaren davacının yönetim kurulunda üye olarak görev yaptığı, 1984, 1985 ve 1986 yıllarında genel kurulun toplanmadığı, şirket yöneticilerinde bu yıllarda değişiklik olmadığı, 11.8.1987 günü yapılan genel kurul toplantısı 16.9.1987 tarihinde tescil edilerek 29.9.1987 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan yönetim kurulu kararıyla şirket yönetim kurulu üyelerinde değişiklik yapıldığının görüldüğü, yapılan değişiklik tescil ve ilanla hüküm ifade edeceğinden 1987/Eylül ayındaki değişiklikten önceki yıllarda evvelki yöneticiler görev yaptığına göre dava konuşu ödeme emri ile aranan kamu alacağının ilişkin olduğu dönemlerde şirketin kanuni temsilcisi olmadığı yolundaki davacı iddiasında isabet bulunmadığı ve bilfiil görev yaptığı dönemlerde vergi borçlarının ödenmemesinden dolayı ihmali bulunduğunun aşikar olduğu, şirket mal varlığından, tahsili mümkün olmayan amme alacağının kanuni temsilciden ödeme emriyle istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle onayan Vergi Mahkemesi kararının; yönetim kuruluna en son 30.5.1984 yılı yapılan 1983 yılı olağan genel kurul toplantısında bir yıl için seçildiği, yönetim kurulu üyeliği 30.5.1985 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonrası için yönetim kurulu üyesi olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, ödeme emrine konu amme alacağının vadesinde ödenmemesinde kasıt ve ihmalinin varlığı vergi dairesince saptanmadığı ileri sürülerek bozulması isteminin reddine kararın onanmasına oybirliği ile karar verildi.