ÇİMENTO ÜRETİCİSİ FİRMA TARAFINDAN İMZALANIP KASELENEREK BAYİLERE GÖN-
DERİLEN VE EKİNDE "ÇİMENTO İSTEK FORMU" BULUNAN YAZININ İCAP, BAYİLER
TARAFINDAN İMZALANIP KASELENEREK ÜRETİCİ FİRMAYA GÖNDERİLEN FORMLARIN
DA KABUL NİTELİĞİNDE OLDUĞU VE BU HALLERİYLE BELLİ PARA İHTİVA EDEN
SÖZLEŞME NİTELİĞİ TAŞIDIKLARI BU NEDENLE DAMGA VERGİSİNE TABİ OLDUKLARI HK.
1991 yılı işlemleri incelenen yükümlü şirket adına, 1991 yılının Ocak
dönemi için salınan kaçakçılık cezalı damga vergisini; 488 sayılı Dam-
ga Vergisi Kanununun 1.maddesinde bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda
yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğunun, anılan tablonun I.
bölümünde, mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerden belli
bir parayı ihtiva edenlerin nispi, etmeyenlerin maktu damga vergisine
tabi tutulacağının, söz konusu kanunun 10.maddesinde de, damga vergi-
sinin nispi veya maktu olarak alınacağının, nispi vergide, kağıtların
nevi ve mahiyetlerine göre bu kağıtlarda yazılı paranın, maktu vergide
kağıtların mahiyetlerinin esas tutulacağının, belli para teriminin ise
kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği
parayı ifade edeceğinin hükme bağlandığı, olayda, yükümlü şirket ile
bayileri arasında düzenlenen çimento istek formlarının sadece bayiler
tarafından imzalandığı, şirket tarafından imzalanmadığı ve yıl içinde
bayiler tarafından alınacak çimento miktarlarının yazıldığı görülmek-
le, karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarından meydana gelen
hukuki bir işlem tekemmül etmediğinden, damga vergisini doğuran olayın
meydana gelmediği, bu formaların damga vergisine tabi tutulabilmesi i-
çin, formlar üzerine yükümlü şirket tarafından da imza konulması icap
ettiği, akit haline gelmeyen ve bir hususu ispat veya belli etmek için
hukuken kullanılması mümkün olmayan söz konusu istek formlarının nispi
damga vergisine tabi tutulmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiy-
le kaldıran Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 25.2.1993 gün ve 1993/89 sa-
yılı kararının; inceleme raporunda da belirtildiği gibi, davacı şirket
tarafından bayilere gönderilen mektubun "icap", bayiler tarafından im-
zalanan formların da "kabul" olduğu, dolayısıyla sözleşmenin meydana
geldiği, bu nedenle yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Uyuşmazlık, çimento üreten yükümlü şirketin 1991 yılı işlemle-
rinin damga vergisi yönünden incelenmesi sonucunda, bayilik koşulları
ile ilgili olarak bayilerine gönderdiği mektuplar ve bayilerin de buna
karşılık olarak imzalayıp yükümlü şirkete gönderdikleri "çimento istek
formları" ile mal teslimine ilişkin olarak yaptığı, bağlantıyı gerçek-
leştiren bu yazıların aslında sözleşme olduğu, bu nedenle söz konusu
kağıtların nispi oranda damga vergisine tabi tutulması gerektiğinden
bahisle yapılan cezalı tarhiyatı terkin eden mahkeme kararının temyi-
zen incelenerek bozulması istemine ilişkindir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1. maddesinin 1. fıkrasında,
anılan kanuna ekli (I) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisi-
ne tabi olduğu, söz konusu tablonun 1. bölümünde de, mukavelenameler,
taahhütnameler ve temliknamelerden belli bir parayı ihtiva edenlerin
nispi, etmeyenlerin maktu damga vergisine tabi tutulacağı, 2.maddesin-
de,vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan
mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatıl-
masına, değiştirilmesine, devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve
şerhlerin de damga vergisine tabi olduğu, 3. maddesinin 1. fıkrasında,
damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, 4.maddesinin
1. fıkrasında, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın
mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunaca-
ğı, 10. maddesinde, damga vergisinin nispi veya maktu olarak alınaca-
ğı, nispi vergide, kağıtların nevi ve mahiyetlerine göre bu kağıtlarda
yazılı paranın, maktu vergide kağıtların mahiyetlerinin esas alınaca-
ğı, belli para teriminin kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı
rakamların hasıl edeceği parayı ifade edeceği, 24. maddesinde de, ver-
giye tabi kağıtların damga vergisinin ödenmemesinden veya noksan öden-
mesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere
rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenlerin, birden fazla kişi
tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza
edenlerin müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3. maddesinin (B) bölümünde de;
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyetinin esas olduğu hükmü yer almıştır.
818 sayılı Borçlar Kanununun 1., 2. ve müteakip maddelerinde i-
se; iki taraf arasında karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanında
bulunulması halinde sözleşmenin meydana geleceği, tarafların irade be-
yanlarının açık ya da kapalı olabileceği, sözleşmenin tamamlanması a-
çısından tarafların esaslı noktalarda uyuşmuş olmaları gerektiği, söz-
leşmelerin şekillerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacı şirket tarafından 1990 yılının
Aralık ayında mevcut bayilerine; ekinde, bayiler tarafından doldurul-
ması istenilen "çimento istek formu" bulunan bir mektup gönderildiği,
bu mektupta, 1991 yılında çimento ticareti için bağlantı yapma iste-
ğinde bulunulduğu takdirde, mektup ekinde gönderilen istek formunun
doldurularak, 15.1.1991 tarihi çalışma saati bitimine kadar satış şef-
liğine müracaat edilmesi gerektiği, formun doldurulmaması halinde 1991
yılı için bağlantı isteğinin dikkate alınmayacağı, en az bağlantı mik-
tarının yıllık 3.600 ton olduğu yolundaki hususların yanında,iki ayrı
hususun daha belirtildiği, bayiler tarafından doldurularak davacı şir-
kete iade edilmek üzere mektup ekinde gönderilen "çimento istek for-
mu"nda da, bayilerce aylar itibarıyla talep edilen çimento miktarları-
nın, bayilere ait bazı bilgilerin, teslim edilecek çimento cinsinin,
teslim şeklinin, satış fiyatının fabrikaca belirleneceğinin, bayilerin
fabrika tarafından saptanan usullere aynen uymaları gerektiğinin, bağ-
lantının ne zaman için geçerli olduğunun belirtildiği, formun bunlar-
dan başka bir çok hususu daha içerdiği, 1991 yılına ilişkin olarak 235
adet bayi ile 19.1.1991 tarihine kadar bu şekilde 846.000 ton çimento
bağlantısı kurulduğu, davacı şirket tarafından damga vergisine tabi
tutulmayan bu kağıtların, inceleme elemanınca sözleşme olarak nitelen-
dirilmek ve en son bağlantı tarihi olarak saptanan 19.1.1991 tarihi
itibarıyla düşük fiyatlı çimento cinsleri için belirlenen peşin satış
fiyatı ile talep edilen çimento miktarı esas alınmak suretiyle, bu ka-
ğıtların ihtiva ettiği damga vergisine esas "belli para" nın saptandı-
ğı ve bu tutarlar üzerinde de nispi olarak kaçakçılık cezalı damga
vergisi tarhiyatı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinilen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilme-
sinden; damga vergisinin kağıda bağlı ve kağıt bazında alınan bir ver-
gi olduğu, vergiyi doğuran olayın, kanuna ekli (I) sayılı tabloda yer
alan bir kağıdın bulunması ve bu kağıdın kanunun 1. maddesinde öngörü-
len şekilde düzenlenmesi halinde ortaya çıkacağı, damga vergisinin
kapsamına giren kağıtlar mahiyetinde olması veya bunlarda değişiklik
yapması koşuluyla, mektup ve şerhlerin de vergilendirmenin konusuna
girdiği, verginin mükellefinin kağıtları imzalayan kişiler olduğu ve
verginin nispi veya maktu olarak alınacağı, nispi vergide kağıtların
nevi ve mahiyetlerine göre, bu kağıtlarda yazılı belli paranın, maktu
vergide kağıtların mahiyetlerinin esas olduğu, belli para teriminin,
kağıtların ihtiva ettiği veya bunlarda yazılı rakamların hasıl edeceği
parayı ifade edeceği, kağıda bağlanan işlemin bedelinin açıkça belir-
tilmesi halinde, bu tutarın matrah olarak dikkate alınacağı, kağıda
bağlanan işlemin bedelinin açık bir şekilde ifade edilmediği, ancak
bunun hesaplanmasına ilişkin olarak belli tutarların ifade edildiği
hallerde, söz edilen belli meblağın (matrah olarak esas alınacak tu-
tarın) hesaplanmasında, bunlardan hareket edilmesi gerektiği, bir söz-
leşmenin meydana gelebilmesi için, karşılıklı ve birbirine uygun irade
beyanında bulunulmasının gerekli olduğu, bu irade beyanlarından zaman
itibarıyla önce yapılanın "icap", buna karşılık olarak yapılan beyanın
da "kabul" olarak tanımlandığı, bir sözleşmenin tamam sayılabilmesi i-
çin, tarafların, sözleşmenin esaslı noktaları sayılan hususlarda an-
laşmalarının gerekli olduğu, icabın, sözleşmenin bütün esaslı noktala-
rını kapsaması ve icaba karşılık olarak verilen "kabul" beyanının ica-
ba uygun olarak sözleşmeyi meydana getirme isteğini kesin olarak ifade
etmesi gerektiği, "icap" ve "kabul"ün bazı hallerde ayrı ayrı kağıt-
larda bulunabileceği, kabulün ayrı bir kağıtta yer alması halinde, bu-
nun vergiye tabi tutulabilmesi için, sözleşmede bulunması gereken hu-
susları taşıması, icabın şartsız kabul edilmesi ve sonradan sözleşme
yapılacağı yolunda bir hüküm içermemesi gerektiği, icap doğrultusunda
iradelerin birleşmesi halinde sözleşmenin meydana geleceği, olayda da,
taraflar arasındaki ortak amacın çimento alıp-satmak olduğu, buna göre
davacı şirket tarafından imzalanıp kaşelenerek bayilere gönderilen ve
ekinde "çimento istek formu" bulunan yazının icap, bayiler tarafından
imzalanıp kaşelenerek davacı şirkete gönderilen formların da kabul ni-
teliğinde oldukları ve böylece bu kağıtların belli para ihtiva eden
sözleşme niteliği taşıdıkları sonucuna ulaşılmaktadır.
Şu hale göre, davacı şirket ile bayileri arasında düzenlenen
çimento istek formlarının davacı şirket tarafından imzalanmayıp, sade-
ce bayiler tarafından imzalanması nedeniyle, ortada karşılıklı ve bir-
birine uygun irade açıklamalarından meydana gelen hukuki bir işlemin
tekemmül etmediği, dolayısıyla damga vergisini doğuran olayın meydana
gelmediği gerekçesiyle mahkemece tarhiyatın terkin edilmesinde isabet
bulunmamaktadır.
Kaçakçılık cezasına gelince; olayda, taraflar arasında düzenle-
nen ve dosyada bulunan söz konusu belgelerin damga vergisine tabi tu-
tulmaması suretiyle vergi zıyaına sebebiyet verildiği açık ise de, bu
belgelerin hukuki niteliğinin tespiti yorumu gerektirdiğinden, olaya
kusur cezası uygulanması gerekmekte olup,kaçakçılık cezası uygulanması
yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, belirtilen
hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme ka-
rarının bozulmasına karar verildi.
(MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:92)
|