Danıştay Dördüncü Daire
İnceleme sırasında ibraz olunmayan, ancak Mahkemeye sunulan faturaları düzenleyen kişinin o tarihte gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu anlaşıldığından, bu faturaların mahiyetleri itibariyle gerçek (naylon) olup olmadıklarına, sözkonusu kişi tarafından düzenlenip düzenlenmedikleri, yasal defterlerine kayıtlı olup olmadıkları ve bu kişice ilgili dönemde beyanname verilip verilmediği hususlarının araştırılmasından sonra karar verilmesi gerekir. Temyiz dilekçesinde, M.A.B.'dan alınan faturalardan ve kaydı envanter farkı olarak bulunan 722 kilogramlık nohut alışından doğan matrah farkına ilişkin olarak ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Satışları ve alışları deftere kaydedilmeyen zirai ürünlerin müstahsillerden satın alındığı görüşüyle bulunan matrah farkına gelince; Yükümlü tarafından inceleme elemanına ibraz edilen bir kısım satış faturalarının yasal defterlere kaydedilmediğinin, inceleme sırasında düzenlenen ve daktilo ile yazılmış bulunan tutanakta belirtilmiş olmasına ve aynı tutanağa el yazışı ile ilave edilen 'bu alışlarla ilgili belge ibraz edilememiştir' notunun söz konuşu tutanakta yer almasına karşın, dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan ve zirai ürün ticaretinden dolayı gelir vergisi mükellefi olan H.M.'tan alınmış bulunan zirai ürün faturalarının, defterlere kaydedilmeyen satış faturalarında belirtilen zirai ürünlerin alışma ilişkin olduğu Yükümlü Vekilince ileri sürüldüğü halde, Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257. maddesinde belirlenen şekil ve şartlara uygun olmadıklarından bahisle bu faturalara Mahkemece itibar edilmediği karar metninde belirtilmiş ise de; söz konusu faturaları düzenleyen H.M.'in ihtilaflı dönemde gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu ve dolayısıyla karşıt inceleme olanağının bulunduğu dikkate alınarak, bu faturaların adıgeçen tarafından düzenlenip düzenlenmediği, yasal defterlerine kaydedilip kaydedilmediği ve adıgeçen tarafından ihtilaflı döneme ilişkin beyanname verilip verilmediği hususlarının araştırılmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu yola gidilmeksizin davanın karara bağlanmasında isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, M.A.B.'dan alınan faturalardan ve kaydı envanter farkı olarak bulunan 722 kilogramlık nohut alışından doğan matrah farklarına ilişkin temyiz isteminin reddine, H.M. adlı tacirden alınan faturalara itibar edilmemesi suretiyle bulunan matrah farkına ilişkin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararım bu hususa ilişkin hüküm fıkrası yönünden bozularak, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.