Danıştay Dördüncü Daire
Asıl muhatabın bulunmadığı hallerde memur ya da müstahdeme tebliğ yapılabilir Uyuşmazlık, ödeme emrine konu kamu alacağına ait ihbarnamelerin usulüne uygun olarak yükümlü şirkete tebliğ edilip edilmediğine ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesinde; tebliğin mükelleflere, bunların kanunî temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı kuralına yer verildikten sonra, gerek uygulamadaki bir takım aksaklıkların giderilmesi, gerekse aile fertlerine tebliğe olanak tanıyan 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile paralellik sağlamak ve dolayısıyla adli ve diğer bütün tebliğlerde geçerli olan bir esasın mali tebliğlere de teşmilin! temin etmek amacıyla, maddenin sonuna 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen fıkrada ise; tebliğin kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerden birine yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Yasa hükmü her ne kadar ikametgah adresinde bulunanlardan birine veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerden birine tebligat yapılmasın! mümkün kılmışsa da, bu şekilde tebligat yapabilmek için kendisine tebligat yapılacak asıl muhatabın bulunamamış olması şarttır. Öyleyse asıl muhatap bulunamadığı takdirde keyfiyet tebliğ evrakına şerh edildikten sonra aile fertlerinden veya memur ya da müstahdemlerden birine imza karşılığı tebliğ evrakının bırakılması halinde ancak yasanın amacına uygun bir tebliğden söz etmek mümkündür. Aksine bir uygulamayla yani asıl muhatabın bulunamadığı saptanmadan bu yolla tebliğe çalışmak tebligatı hükümsüz kılar. Olayda yükümlü şirket adına inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin, şirketin işyeri adresi olan fabrikada tebligatı almaya yetkili şirket temsilcilerinin bulunamadığına dair herhangi bir şerh konulmadan, doğrudan fabrika bekçisi .............. imzasına tebliğ edildiği taraflar arasında çekişmesizdir. Bu şekilde yapılan ihbarname tebliğini, anılan yasa hükmü ve açıklamalar karşısında kanunen amacına uygun kabul etmek mümkün olmadığından, usulüne göre yapılmayan tebligata dayanılarak amme alacağının kesinleştiğinden de söz etmek mümkün bulunmadığından, kamu alacağının ödeme emri ile tahsili yoluna gidilmesinde kanuna uygunluk görülmemiştir. Kaldı ki, şirket merkezinin bulunduğu ................. adresinde ihbarname tebliği yoluna gidildiği ve burada tebliğin yapılamadığına dair bir iddia veya delil de ileri sürülmemiştir. Açıklanan nedenlerle yükümlü şirket temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, ödeme emrinin iptaline oybirliği ile karar verildi.