Danıştay Dördüncü Daire
Gecikme faizinin yalnızca, dava konusu edilen ve kesinleşen vergi asıllarına vergi cezaları için gecikme faizi tahakkuk ettirilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, re'sen salınan kurumlar vergisinin vergi mahkemesinde değişiklikle onanan ve kesinleşen kısmına isabet eden kaçakçılık cezası için tecil faizi oranında bir faizin hesaplanmasının yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Özel Ödeme Zamanları" başlıklı 112. maddesinin 2686 sayılı Kanun'la değiştirilen 3. bendinde, Vergi Mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 8 numaralı bendi gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanların vergi mahkemesi kararma göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği belirtildikten sonra, aynı bende 2791 sayılı Kanun'la eklenen yeni fıkrayla ise "Şu kadar ki, açtıkları dava sonucunda haksız çıkan mükellefler, ihtilaflı kısmın kesinleşen ve ödenmemiş olan miktarı üzerinden, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin son gününü takip eden aybaşından itibaren, 6183 sayılı Kanun'a göre tesbit edilen tecil faizi oranında bir faizi de aynı süre içinde ödemek mecburiyetindedirler" hükmü getirilmiştir. Anılan yasa hükümlerinin incelenmesinden, 6183 sayılı Kanun'a göre tesbit edilen tecil faizi oranında bir faizin, yalnızca dava konusu yapılan ve kesinleşen vergiler için öngörüldüğü vergiye bağlı cezalardan ise söz edilmediği görülmektedir. Nitekim cezaların ödenmesine ilişkin esaslar Vergi Usul Kanunu'nun 368. maddesinde ayrı olarak düzenlenmiş olup, vergi cezalarının, cezaya karşı dava açılmışsa, vergi mahkemesi karan üzerine vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde ödeneceğinin belirtilmiş olmasına karşın faiz ödenmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Dolayısıyla, dava açılmak suretiyle ihtilaflı hale gelen tarhiyatların kesinleşen kısmından yalnızca vergi asılları için faiz istenilmesi mümkün ve yasaya uygun olup, vergi cezaları için bu nitelikte bir faiz alınmasına yasal olanak bulunmadığı gibi, zaten yasa koyucu da iradesini, vergilerin ve cezaların ödenmesine ilişkin esasları Vergi Usul Kanunu'nun ayrı bölümlerinde düzenlemek suretiyle bu yönde belirlemiştir. Kaldı ki, mahkeme kararı üzerine kesinleşen vergilerden ihtilaflı kısmı için tecil oranında bir faiz alınmasın) öngören anılan 112. maddenin 3. bendinde eklenen fıkranın, 2791 sayılı Kanunla 1.1.1983 tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuş olması ve uyuşmazlığın ise 1982 yılma ait bulunması karşısında da, kesinleşen kurumlar vergisine bağlı kaçakçılık cezasına faiz hesaplanıp tahsil edilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir. Bu nedenle, davanın kabulüne, Maliye Bakanlığınca şikayet istemine cevaz verilmemekle kurulan olumsuz işlemin iptaline, oybirliğiyle karar verildi.